Tarım-Orman Bakanlığı'ndan şimdi bir mesaj aldım. Mesaj "11 milyon fidan sahiplenildi. Sahiplenmeye bağışa devam. Rekora koşuyoruz. gelecegenefes.com'a gel, 1923'e Nefes yaz 10 TL'ye fidan bağışla" bu satırlardan ibaret. Okuyunca gözlerim yaşardı. Bu nasıl bir duyarlık, bu nasıl bir özveri...
Medyayı takip edenler bilirler, bir süredir maden arama adı altında ülkede yabancı şirketler cirit atıyor, bizimkiler de sefa bulmuş gibi yatıyor. Hani doğal gaza, elektriğe zam gelse kısmen de olsa ses çıkarılıyor. Eminim birçok kimse ülkede maden arandığını bile bilmiyordur. Dağ taş talan dildi ne orman kaldı, ne ağaç. Bunun iznini kim verdi? Bu araziler hangi bakanlığın denetiminde? Neden bu kadar araziyi tahrip edip, bunca ağacı yok ettiniz?
Şimdi var olanın üzerine ilave etmek yerine, önce yok edip sonra var ederek mi, pirim yapıyorsunuz? 2000 yılında bitmiş bir terör örgütünü dağlardan, bayırlardan davul zurna ile indirip, çadır mahkemelerinde hepsini serbest bırakıp, sonra da "PKK ile mücadele ediyoruz" diye güney doğuyu kana bulamadınız mı? PKK bayrağını Atatürk havalimanında gönder çekerek, Mesut Barzani denilen piçe Türk askerini selam durdurmadınız mı? IŞİD denilen azgın yaratıklara bir türlü terör örgütü demezken, bir anda saf değiştirip, IŞİD'e karşı çapulcu YPG, PYG mensuplarını kuzey ıraktan toplayıp, Türk ordusunun korumasında kuzey Suriyeye taşıyıp, silahlanmalarına göz yumup, sonra da düşman ilan ederek, aylarca kuzey Suriyede askerlerimizin gereksiz yere şehit olmalarına sebep olmadınız mı? Siz kim, ağaçlandırma kim... Acaba topladığınız bu ağaçlandırma parasıyla hangi AKP kırığı bir şirketi kurtarmayı planlıyorsunuz?
Benim anlayamadığım bunca yalan dolanı yüzünüz kızarmadan nasıl yapabiliyorsunuz? Nasıl akşam evinize gittiğinizde saf, temiz ve masum çocuklarınızın yüzüne utanmadan bakabiliyorsunuz? Yoksa sizlerin karakterinde utanma duygusu yok mu?
Yirmi yıldır, neye ve kime hizmet ettiğinizi bir türlü anlayamadım. Bu ülkenin ekmeğini yiyip, bunca zarar vermenize sebep olacak unsuru çözemedim. Bu nasıl bir kin ki, bir türlü dinmiyor ve her geçen gün başka başka isimler altında çalışıyormuş gibi görünerek, önünüze çıkan her şeyi yok ediyorsunuz.
Bir şey yapamıyoruz malum. Allah sizin hakkınızdan gelsin, diyorum, başka da bir şey demiyorum. Nasıl olsa ölen insanların arkasından sırıtan milletvekiliniz gibi sizler de kulaklarınızı tıkayıp, gözlerinizi kapayarak, bildiğinizi yapmaya devam edeceksiniz.
Suç-i nişan eyledikse, hakka olan imanımızdandır. Susarsak, hakkı gücendirmekten korkarız.
10 Kasım 19
Gölcük