KAYIP İLANI
Gazeteyi alınca, kayıp ilanını incelemek, bende çok eski bir alışkanlık. Kötü bir haber almaktan korksam da yine bakmadan geçemem.
Küçük bir kızdım. Babam çok nadir gazete alırdı.O gün elinde resimleri siyah beyaz, bol yazılı bir gazete getirmişti.
O gün babamın sıkıntıyla bıraktığı gazeteyi elime aldım.Hep yazıyla kaplı sıkıcı bir gazeteydi.İç sayfalarına bakmaya başladım.İlk kayıp ilanını orada gördüm! Birileri , önemli bir şeyini kaybetmiştir diye düşünmüştüm. Birden,isim bölümünde , arkadaşım Pembenin ablasının, adını gördüm. Çok şaşırdım. Dikkatimi toplayıp ilanı baştan okudum. Kayıp olanın, arkadaşımın ablası Nurten olduğunu anladım. Babamın iç sıkıntısının bundan kaynaklandığını tahmin etmek zor değildi. İçimi büyük bir korku kapladı.
Pembe ,neden okulda bundan bana hiç bahsetmedi? Üstelik her şey olağanmış gibi bir gün geçirdik!
Anneme söylediğimde o da tasası sana mı düştü diye beni azarladı. Ortada anlamadığım garip bir durum vardı. Kimse bu konuda konuşmak istemiyordu.
Pembenin ablası Nurteni düşündüm. Bizden beş yaş büyük, çok güzel bir kızdı. Neşeli ,konuşkan ,cıvıl cıvıl hayat doluydu . Konuşma sırasında hepimize şekerim diye hitap ederdi.Neden kaybolmuştu? Neden ailesi kaybolduğuna üzülmediği halde kayıp ilanı vermişlerdi?
Çocuk aklımla sorular sorup, yanıtını bulamayınca endişem daha da çoğalıyordu. Akşam doğru dürüst uyuyamadım.
Sabah bu ruh hali içinde okula gittiğimde Pembe yoktu.Arkadaşlarımla sohbet ederken birisi Nurtenden başka o, şoförde kayıpmış, annesi akşam bize geldi ağladı.Oğlumu da bunlar kaybetti.Vicdansızlar söylemiyorlar dedi.Şeklinde konuşunca ,sanki olayı biliyormuş gibi ,bende evet öyleymiş dedim.
Arkadaşlarım rahatça konuya devam ettiler. Pembenin ablasının araba kullanmak istediğini,babasının buna karşı çıktığını ,onunda gizli gizli akrabalarının taksicilik yapan oğlundan bunu öğrenirken, işi ilerlettiklerini,kızın babasına bu durumu ,kızda gözü olan başka bir oğlanın ispiyonladığını öğrendim. Şimdi her iki gençte kayıptı. Üstelik kız tarafı endişeli değil, erkek tarafı endişeliydi.
Pembe o günden sonra okula gelmedi. Sorduğumda Pembelerin köylerine taşındığını söylediler. İlk tepkim ama orada ortaokul yok ki oldu. Pembenin artık okuması imkansızdı. Olay unutuldu gitti.
Hiç kimse Pembelerden bir haber alamadı . Zaman zaman aklıma gelse de ders yoğunluğu içinde , fazla önemsemedim.Zaman ışık hızıyla geçti.Bizler büyüdük,liseye başladık.
Büyük ağabeyim askerden dönünce yurt dışına gitmek için başvuru yaptı. Birkaç yıl çalışıp,gelir, kendi işimi kurarım hayali ile Almanyaya gitti.Ancak dört yıl sonra ,yirmi gün izine gelebildi.Hasret giderme ve meraklı sorular faslı bitti. Ağabeyim başından geçen komik olayları anlatıp, dil bilmediği için düştüğü gülünç durumları, dramatize yaparak bizi güldürüyordu.Birden anneme döndü Almanyada Şoför İsmaile rastladım.Bizden çok önce gelmiş.Taksicilik yapıyor orada ,durumu oldukça iyi. Ev bulabilmem konusunda ,bana da çok yardımı oldu.deyince, annem gayri ihtiyari o yaşıyor muymuş sözcüğü ağzından döküldü.Ağabeyimin birden neşesi kaçtı.Acı acı o yaşıyor,yaşıyor amadedi ve gerisini getirmedi.Annem anlamış gibi sustu, başını öne eğip her neyse ,sen evi nasıl tuttun anlat diye konuyu değiştirdi.
Benim hala bir şey bilmem istenmiyordu.Akşam geç vakit , uyuduğumdan emin olduklarını sanarak, babam anlat Şoför İsmail nasıl paçayı kurtarmış dedi.Ağabeyim Paçayı kurtarmak denir mi bilmem! Çok acı çekiyor ! o yüzden de içip içip ağlıyor.dedi.Babam yaşamasına nasıl izin vermişler hayret dedi.Ağabeyim onlar yaşadığını bilseler gelip Almanyada öldürürler dedi.Olanları bir çırpıda anlattı.Şoför İsmail kızı gerçekten seviyormuş.Fakat kızın sadece , araba kullanmak isteği varmış.İsmail de kıza yakın olabilmek amacı ile takside , öğretmeye başlamış.Bütün bunlar gizli gizli kaçamak şeklinde yapıldığı için ,kızı takip eden bir oğlan, babasına bu buluşmaları göstermiş.Kızla yine direksiyon çalışırken babası ve amcası başka bir arabayla gelip önlerini kesmişler.Direksiyonda kızcağız varmış.Kızın amcası ve kardeşi bağırmasın diye hemen ağzını kapatıp sürükleyerek arabadan indirip,kendi araçlarına bindirmişler.O sırada kızın babası İsmaile yönelip onu dışarı çıkarmaya çalışınca, İsmail arabayı çalıştırıp kaçmış.Arkasından birkaç el ateş etse de isabet ettirememiş.İsmail gece boyunca dolaşmış durmuş. Bunlar beni öldürecek nasıl olsa diye düşünüp, bari kaza da öleyim diyerek tam direksiyonu uçuruma kırmışken, vazgeçip atlıyor. Bilincini kaybetmiş bir halde nereye ,gittiğini bilmeden yürüyor.
Sabaha karşı kızı kaptırdığı noktaya geldiğinde, yerde kullanılmış enjektör artığını görüyor.İstanbula gelip, bir askerlik arkadaşına sığınıyor. Sonrada Bu memleket bana haram diye kalkmış Almanyaya gelmiş. O günden beri Türkiyeye gelemiyor muş.Memleketi uzaktan görebilmek için Kos adasına tatile gidiyorum demiş. İçkili olduğu bir gün mezarını sordu bana. Bende; kayıp ilanı verdiler,sonrada köye taşındılar dediğimde, nasıl ağladı anlatamam diye özetledi.
O gece Pembeyi, ablası Nurteni ve İsmaili düşümde gördüm. Yaşamları kör karanlığın kuytularında kalmıştı.Ürperti ile uyandım.Derin bir iç geçirerek ,cehaletin yangınından, yaralı da olsa sağ çıkmış bir kadın olarak yaşıyor olmanın sevincini duydun. Birden bu sevinçi duyumsadığım için de Nurtenden ve Pembeden utandım.
Kayıp İlanı
Bu toplumda kadın olmak demek tesadüfen yaşıyor olmayı kabullenmek demek.Tüm canlılara tanınan yaşama hakı bu coğrafyada kadına tanınmaz.Kadının yaşama hakı onun sahibine verilmiştir.Bu da görülmez ve değiştirilmesi dahi düşünülemez bir kuraldır.