İzmir... İzmir...

Yaşadığım ve aşık olduğum şehire nağmeler...

yazı resimYZ

İZMİR…İZMİR…

Bir nefes gibi seni içine çeken, acı bir duman gibi beğenmediğini dışlayan soluksuz bir şehirdir İzmir…

Parmağının ucuna iğne batırmaya korkan insanların bileklerinde neşter izlerine rastlarsın öylesine sessiz derinden yaşanır bu şehirde aşklar, dengesizlik diz boyu sende bu kıyılarda boğulmaktan korkarsın…

Ta ki sessizliğinden ürkerken küçük tavşanlarıyla dilek çektirmeyi iş yapan tonton amcaların radyolarından bir tılsım inlemeye başlar ki bunu duyduğunda var olduğun şehrin neresi olduğunu anlarsın…

Sezen ilk yıllarından bir şarkı fısıldar kulağına
“Hiç aç susuz yaşamadım ki
Hiç parasız pulsuz kalmadım ki
Hiç aşksız sevgisiz olmadım ki
Neden neye kime bu özlem...”

İnceden bir “SIZI” başlar yüreğinde… Sezen’in geçtiği yollardan geçerken bu kadının nasıl oluyor da bu kadar hüzünlenip coştuğunu bir kez daha anlarsın…

Mutluluğun bağıra bağıra, üzüntülerin hıçkıra hıçkıra yaşandığı bu koca şehir… Sanki yıllardır ruhum buralarda bedenim artık yaşlanmış üzüntülü İstanbul’da yaşamış gibi… Tanıdığım, sevdiğim kokuları bulmanın sevinci beni kıpır kıpır aldatmakta… Deyişinle aşık olduğun şehir seni aldatıp bırakmakta,bunu herkese yapar,buraya gelenler platonik aşkların esaretinden yas tutmakta..

Sinüslerini dolduran kaosuna gömüldüğün şehrin hıncını gel çıkar buradan inan gıkını çıkarmaz… Güneşi parlamaktan, bulutu ağlamaktan utanmaz…İkiyüzlülüğü insanı mutlu eder kandırmacalardan haz duyulur…O seni çağırsa gelemezsen kırılıp alınmaz öylesine vefakar…
Kendine benzetir insanı içinde sonsuz bir sükunet…Denizinden tuzlu bir hava,bulutundan bir parça pamuk,güneşinden yayılan müthiş sıcaklık toplayıp gönderiyorum oralara ki sende mutluluğun artık resmini çizebilesin diye….

Başa Dön