Gülüşünün esrarı esir etmişken beni,
O manalı gözlerin sardı dört bir yanımı,
Taşa dönüşmüş kalbim ateşinle irkildi,
Aydınlığın ateşledi buza dönmüş kanımı...
Güzellik sende bir tat doyulmaz bir şiirdi,
Sende tezahür etmiş bir ebedi şaheser,
Tatlı bir söz ve gülüş acıları dindirdi,
Yüzün ilâhi bir elle yoğrulmuş kutlu eser...
Sevgiye yüz çevirmiş yalnız bir damla kandım,
Dünyanın yasasına ve tasasına kandım,
Öfke ve hırstan duvar örerken etrafıma,
Ruhum kıvılcımlandı senin aşkınla yandım...
Yalnızlık yoldaşımdı yürürdüm tek de güya,
O saçlar ve dudaklar sönük ve ürkek hülya,
Ruhuma işlemek de nereden çıktı şimdi,
Aşk oku girdi kalbe, dar geliyor tüm dünya...
Duy rüzgar uğuldarken feryad eden sesimi,
Ne olur anla beni aşkımı dökmem dile,
Bu bülbülün kaderi onulmaz çilesi mi,
Bir ruh hep seninledir kıyamet kopsa bile...
İlk gençlik aşkı değil benim bu duygularım,
Hani bir sır taşırsın bilemez açamazsın,
Hayatım hırslarım ve paslanmış anılarım,
Varlığım sana muhtaç yazgıdan kaçamazsın...