gözlerinde yeşeren uçurumun
ayazında istiridyeyim
ne zaman denizi görsem
bir halat çözülür içimden
paramparça atlasımda
acının yurdu yok özlemin de...
nehirlerin yurdu yok
nehirler nedir ki / denize kavuşunca
maviye çarpan ve yiten
kıblesiyim
sunağına kurban ettiğim
yalnızlık tanrılarının
kanları alnımda ıpılık
yine de bulaşır gecelerime
yakası atmış bir gömlek gibi
kuşandığım yalnızlık
alır da sıgarama sararım sabah uykularını
tütün işçisi kızın gözlerinden
her nesnenin yeri var
bir ben kaldım boş imgeler gibi
ne içimde yer buldum
ne sığdım dışıma
bir istiridyeyim
sığındım gözlerinin uçurumuna
yaşlandım / yaşlanmadı
o doyumsuz sırtlan
beni kent kent gezdiren içimdeki ben
sen dönmeyişimi bekle
ben gelmeyişini...