Meryem oğlu İsa Mesih Çarmıha Gerilmiştir. Kendisinin vefat ettiğini kabul etmeyenler ya cemaatler gibi cemaat liderlerini Mehdi görmeleri sebebiyle İsayı bekleyenler ya da rivayetlere uyanlardır. Diyanetse zaten halktan olan korkusu sebebiyle koltuğu elinden gider korkusuyla hakkı gizlemektedir. Bu sebeple yıllardır Müslümanlar İsa Mesihin çarmıha gerildiğini bilmemektedir. Kuran Müslümanlarıysa İsanın vefat ettiğini bilmekteler ancak Nisa süresi olaya farklı açıdan baktığından gerçeğin farkına varamamaktalar ancak eğer söylendiği gibi Meryem oğlu İsa Mesih çarmıha gerilmemiş olsaydı da Yahuda çarmıha gerilmiş olsaydı o zaman Yahuda Nebi olacaktı. Çünkü Tevrata görede çarmıha gerilecektir. Hadi İncili Hristiyanlar değiştirdiler diyelim peki Tevratıda mı değiştirdiler biz Kuranın değiştirilmesine izin veriyormuyuzki Yahudiler izin versinler? Ayrıca İsanın çarmıha gerildiğini söyleyen tek kişi ben değilim bunlardan ikisi Seyyid Kutup ile Edip Yükseldir. Edip Yüksel her ne kadar Tevbe süresi'nin 2 ayetini inkâr ediyor olsada bu her şeyde hatalı olduğu anlamına gelmez. Şimdide Kurana bakalım. Ali İmran süresi 55. ayetinde Allah İsaya kendisini vefat ettireceğini söylüyor. Kendisine uyanlarıysa kıyamete kadar kâfirlerden üstün tutacağını söylemektedir. Kastedilen kişiler şirk koşanlar değil teslimiyetli olan Hristiyanlar ile Havarilerdir. Yine burada kastedilen kişilerin havariler olduğunun delili Saff süresi 14. ayetidir. Ayette söyle geçmektedir.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa'nın havarilere: 'Allah'a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?' demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: 'Allah'ın yardımcıları bizleriz.' Böylece İsrailoğullarından bir topluluk iman etmiş, bir topluluk inkâr etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.(Saff Süresi 14. ayet)
Muteveffike yani seni vefat ettireceğim gelecek zaman kipidir. Buna sonra dönelim. Ben onlara sadece bana emrettiğini söyledim. Benimde Rabbim , sizinde Rabbiniz olan Allaha kulluk edin dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni öldürünce artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen herşeyi hakkıyla görensin. ( Maide süresi 117. Ayet) inni muteveffike ; seni vefat ettireceğim ve felemma teveffeyteni ; beni öldürünce , müteveffike gelecek zamandır. Teveffeyteni geçmiş zaman kipi bu ikisi arasında bir uyum bulunmaktadır. Teveffa sözcüğü bir şeyi tamamen olmak ve ölüm anlamına gelmektedir. Yani teveffa sözcüğü canın alınması anlamına gelmekte olup bu sözcük bir çok ayette geçmektedir. Bu sözcüğün geçtiği bazı ayetler söyledir: Kendilerine zulmedenlerin canlarını melekler.(4/97) Melekler canlarını alırken nasılda (pişmanlık içinde ) yüzlerine ve sırtlarına vururlar. ? (47/27) Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere teveffa kelimesinin anlamı canın alınmasıdır. Şimdi de Nisa süresine bakalım. İnkâr etmeleri Meryeme büyük iftirada bulunmaları ve biz Allahın elçisi Meryem oğlu İsa Mesihi öldürdük demeleri yüzünden cezalarını buldular halbuki onu öldürmediler ve asmadılarda onlara öyle göründü. Zaten ayrılığa düştükleri şeyde gerçekten şüphededirler. Bu husustaki bilgileri ancak zana uymaktan ibarettir. Gerçektende onu apaçık öldüremediler. Belki Allah onu kendisine yüceltti. Allah güçlüdür , hakimdir. (Nisa süresi 157, 158. Ayetler) Nisa suresinde olaya farklı açıdan bakılmaktadır. Ayette Nebimiz İsa için " Allah onu kendine yüceltti" buyrulduğu gibi Elçi İdris içinde Meryem Sûresi 57. ayetinde "Onu yüce bir mekana yükselttik" diye buyrulmuştur. Burada "mekan" makam ve derecenin yüksekliği anlamındadır. Zaten "ref" sözlükte, "değerin ve durumun yüceliği" anlamında hakikat olduğu bilinmektedir. Mücadele Sûresi 11. ayetinde .... Allah iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin." ve İnşirah Sûresi 4. ayetinde "Senin şanını yüceltmedik mi?"(İnşirah Sûresi 4. ayet) gibi ayetlerde "durum ve değerin yüceliği" anlamını kuvvetlendirmektedir. Ruh konusunu bilmeyenler Nisa Suresi'nide yanlış çeviriyorlar ve bu yanlış çeviride bazıları ayetlerin hiçbir yerinde İsa'nın benzerinin çarmıha gerildiği söylenmediği hâlde ayete benzeri gerildi diye yazıyorlar ve böylelikle bilmeden Nebimiz İsa'nın nebiliğini inkâr ediyorlar çünkü Tevrat'ta dahi çarmıha gerileceği yaziyor. Evet Nebimiz İsa çarmıha gerildi ve kendisini öldürdüler fakat bu onlara gösterilen bir görüntüydü. Gerçekte ruh sahibi bir insan hiç bir zaman ölmez. Ve ruh sahibi bir müminin ölümüde bu şekilde olmaz. Ruh sahibi bir müminin canı yumuşacık bir şekilde alınır. Fakat biz bunu görmeyiz bize gösterilen görüntüde nasıl bir görüntü gösteriliyorsa ona bakıp bu şekilde öldüğünü düşünürüz. Hakikatteyse bu zahirdir. Ayette şöyle geçmektedir:
"Yumuşacık çekip alanlara" (Nâziât Suresi 2. Ayet)
Ayettede geçtiği gibi müminin ruhu yumuşacık bir şekilde alınır ve bu andan itibaren boyut atlayıp ahirete geçmektedir. Cennete hemen gitmektedir. Ve Nebimiz İsa şehit olduğundan kendisine ölüde denilemez. Zira Kur'an'da şehitler için ölü dememizin yanlış olduğu belirtilmektedir. Onlar diridir. Ve evet Allah İsayı hem Ali imran süresi 55. Ayetinde hemde Nisa süresinde de geçtiği üzere kendisine yüceltmiştir. Ancak ne yazık ki Meryem suresi 33. ayetinde geçen öleceğim gün sözcüğünün Arapça metninin emutu olarak geçmesi İsanın ölmediğine ve kıyamete yakın geri geleceğine dair ortaya atılan delillerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İsanın kıssasının geçtiği ayetlerde teveffi sözcüğünün geçmesi onun mevt olmasının kıyamete yakın gelmesinden sonra olacağı şeklinde İslam düşüncesine yerleştirilmiştir. Olayın daha kolay anlaşılması içinse vefat sözcüğüne bakalım. el vefa sözcüğü lugatte, tamam noktasına ulaşmış olana denilmektedir.
İsa çarmıha gerildiğinde önce Kudüse defnedildi. Burdanda birileri Hindistan Keşmir Srinagapura götürüp oraya defnettiler şuanda İsanın soyundan geldiğini söyleyen birisi mezara bekçilik yapmaktadır.
Yine Nebimiz İsa'nın gelmeyeceğini Said Nursi hocamda biliyordu. Bilmesine rağmen bir sır olmasını saklı kalmasını istedi. Fakat Nur Cemaati kendilerine söylenen sözü bambaşka şekle soktu. Said Nursi hocam Nebimiz İsa'nın şahsı manevi açıdan geleceğini belirtti. Gerçekte her ne kadar Said Nursi hocam Mehdi gelecektir dediysede Nur Cemaati Said Nursi hocamdan sonra Mehdi gelmeyeceğini ve daima Risale-i Nurlara tabi oldukları sürece kendilerinin hak yolda olacağını zann etmektedir. Kastamonu Lahikası 120. Mektuba bakalım. Ben, eskide, Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsini, o imamlardan birisini zannediyordum." "Şimdi anlıyorum ki, Gavs-ı Âzam'da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, 'Ferdiyet' dahi bulunduğundan, âhir zamanda, şakirtlerinin bağlandığı Risale-i Nur, o Ferdiyet makamının mazharıdır. Dikkat edilirse eskiden Risale-i Nur'un şahsı manevisini o imamlardan birisi zannettiğini söylemektedir. Yani şahs-ı manevi Risale-i Nur değil Risale-i Nur'un şahs-ı manevisi Nebimiz İsa'nın şahs-ı manevisidir. Risale-i Nur'un şahs-ı manevisinin Risale-i Nurlarla alakası yoktur. Gerçekte Said Nursi hocam Risale-i Nur'un şahsı manevisinin beyaz sarıklı zat olduğunu söylemiştir. Ama Nur Cemaati beyaz sarıklı zatıda kendilerine yorumladı. Yani şuanki Nur Cemaati'nin gerçekten Nur Cemaati'yle alakası yoktur.
Nebimiz İsa'nın vefat etmediğini kıyamete doğru geri döneceğinin hadislerde geçtiğini iddia edenlere şu soruyu sormak istiyorum:
Sahihi Müslim ve Ebu Davud'ta geçen hadise göre Nebimiz İsa Şam Emeviye Camisine inecek fakat bilindiği gibi Nebimiz Muhammed zamanında Şam Emeviye Camisi yoktu. Şam Emeviye Camisi, 705-715 yılları arasında, Emevi halifesi I. Velid döneminde inşa edilmiştir. Bu durumda Nebimiz Muhammed zamanında daha var olmayan bir camiyle bağlantılı bir şekilde hadis nasıl var olabiliyor. Ayrıca bir kişinin yorumu dinde hüküm olur mu? İmam Müslim ve Ebu Davud'un yorumları dinde hüküm olur mu. Bu ikisi vahiy almış mıdır. İkisinin tarih bilgileri niçin yoktur? Niçin hadisi aktarırken tarihsel bilgileri göz ardı edip Nebimiz Muhammed zamanında var olmayan bir camiyle ilgili hadisi sahih kabul etmişlerdir?
İsa Mesih Çarmıha Gerilmiştir
Meryem oğlu İsa Mesih Çarmıha Gerilmiştir. Kendisinin vefat ettiğini kabul etmeyenler ya cemaatler gibi cemaat liderlerini Mehdi görmeleri sebebiyle İsayı bekleyenler ya da rivayetlere uyanlardır. Diyanetse zaten halktan olan korkusu sebebiyle koltuğu elinden gider korkusuyla hakkı gizlemektedir. Bu sebeple yıllardır Müslümanlar İsa Mesihin çarmıha gerildiğini bilmemektedir. Kuran Müslümanlarıysa İsanın vefat ettiğini bilmekteler ancak Nisa süresi olaya farklı açıdan baktığından gerçeğin farkına varamamaktalar ancak eğer söylendiği gibi Meryem oğlu İsa Mesih çarmıha gerilmemiş olsaydı da Yahuda çarmıha gerilmiş olsaydı o zaman Yahuda Nebi olacaktı. Çünkü Tevrata görede çarmıha gerilecektir.