I-
kim demiş kapının önünde duran sevgiden kaçabilirsin diye. ama o kapının arkasında duran sorumluluktan kaçamazsın. kendini özgüvenini yitirdiğinde açılan o kapıda yapılan tercih sorumluluk ve aşktır. kaçamayacağın, yapamayacağın o tercihle beklersin kapının girişinde, o en güzel anılara bakarsın sevgi olan, ve en kötü anılarına bakarsın, ikna olduklarınla yaşadığın... korkarsın yeniden yaşamaya ve yeniden sevmeye, plansız aşık olmazsın artık, herşeyi hesaplarsın... standart sapmayı hesaplayamazsın ve onu seni vurur en savunmasız anında...bir daha olmayacağını bilemezsin, o yüzden ikna olamazsın belki de...
ellerine sağlık allahım, bu kadını ne güzel yaratmışsın...
ikna olmak için yanıp tutuştuğunu farkettiğinde, taş duvarlar yıkılır tepene, ezilir kalırsın... beklemezsin artık nefes almayı, beklemezsin artık yaşamayı, o taşların altında kalmayı dilersin ömrün boyuca, sol yanın sızlar istemsiz, o tercihi yapmışsındır gene ve yine sonlar, sonlar yine hep hüsran.. kendini bırakırsın boşluğa, bir üşüme gelir içine, çarpan kalbin bırakmaz seni, bırakmaz ki gidesin uzaklara... çırpınırsın bıraksın seni diye, olmaz bırakmaz seni hatıralar, o tebessüm yakalar seni yakandan, silkeler seni, kendine gelemezsin.
kalbin çarpar boşlukta, ritim duygusu esir alır seni, başından sızan kan, yüzünü ıslatır, tatlı bir ılıklık alır seni, kendini kaybedersin...
II-
kadının gözlerine baktığında gözlerindeki sisin dağılmakta olduğunu sevinerek gördü. gözleri yine gizemli bir şekilde ışıldamaya başlamıştı. her ruh bir fark, her anlatım başka bir tarzı gösteriyordu. bir erkeği çözmek zor değildi, hem kendisi de erkek olduğu için fazla problem oluşturmuyordu. bir kadını çözmek hiç de kolay değildi. her kadın garip farklılıklar sergiliyordu. erkekler hakkında genellemeler yapılabiliyordu, ama kadınların ruhu gerçekten çok karışıktı. belki de onların ruhunun bu kadar karmaşaya sürüklenmesinin nedeni de erkeklerdi ya da erkeklerin gem vuramadıkları duygularıydı. olası bütün yaklaşımların bir süre sonra kendini imha ettiğini, tanıdığı her kadında şaşırarak farketmişti. her kadın farklı bir dünya, farklı bir ruh demekti. ibrahim tenekeciyle anlaşabildikleri tek nokta buydu. kadınların karmaşık dünyası! o kadar yoğun duygulara sahiplerdi ki, yaşamadan anlamak mümkün değildi.. neden sonra dalıp gittiğini utanarak farketti;
merakım da sizinkine benzemez
şöyle seslenirim bazen:
yağmur kuşu bana bir seyler söyle
deli ırmak ne fısıldar denize.