ağlama...!
bu gözyaşları bu yüze yakışmıyor
biliyorum, belki de sıcaklığımı son hissedişin
bir damla gözyaşının yüzünde katettiği mesafe
kadar sürecek bu sıcaklık
sonra bütün dokunuşlarım teninde donacak
o anda bir mezarlığın ilk ölüsünün yalnızlığı
taşınacak bedenine
sanırım kederinle birlikte etrafındakileri de öldüreceksin
örneğin; turuncu balıklar yerine
dokunuşlarımdaki buz kalıplarını yüzdürebilirsin fanusunda
kaldı ki bende öleceğim
sokak kedileri gibi gizli bir köşede ansızın
cesedime işeyecek köpekler
o hissedemediğim ilk aşk ateşinin
oda sıcaklığındaki ayrılık türküsü
dudağımdan akacak
ve kediler gelip yalayacaklar dudağımdan
belki sidikli cesedim bile hala bir kaç isterik kadını tahrik edecek derecede yakışıklı olacak
gazete kagıtlarıyla kapatılacak cesedim
yalnız kalacaksın
ben yokken
bir yıldız kayarsa rahminden
emzirmeye kalkışma sakın
toprağa akıt ilk sütünü
unutursan tekerrür eder aşkımız
ve bir daha kimse bu kadar en sevdiği olamaz bir başka kimsenin
hisset n'olur
kaldı ki bende öleceğim