Herhangi Bir

-Sadece derin yaralara yazar kadınlar. Ne yaralayanlaradır cümleleri ne de çektiği acılara. Taşımak zorunda olduğu derin yaralara…-

yazı resimYZ

“Böyle gitmez, öfkeyle yanıyorsun”… Şarkıyı kapattı kadın. O cümlede, o melodide ya da tınıda hatalarını gördü, tüyleri ürperdi. Düşünmekten, yakmayı unuttuğu sigarası ile beraber yalnız kalıverdi. Dört duvarın herhangi biriydi onun bu geceki dostu. Bir yandan onu terk eden minik kedisine üzülüyordu, bir yandan da kafasında kurduğu paranoyalarına… Normal bir insan değildi çünkü o, yaşadıklarıyla, yaşanmışlıklarıyla ayakta durmayı başarabilen güçlü bir kadındı. En azından çevresindeki birkaç insan öyle zannediyordu. Gece oldu mu, oturup duvarlarla dertleşecek kadar yalnızdı. Aramaya çekindiği bir adam vardı. Anlatsa dertlerini baştan sona o da anlamayacaktı. İnsanlar hayatın rutin akışına kaptırmıştı kendini, o ise dünyanın ona vadettiği zamanı gelişigüzel yaşıyordu.
Zamanında aldatılmış, ağlamış, güveni kırılmış, yalnız bırakılmış, en uzağındaki adamlardan tut, en yakınındaki adamlara kadar darbe yemişti.
Nasıl beklenirdi ki aklını kaybetmemesi? Sadece sığınacak bir yuva arıyordu kadın.
Seneler sonra ilk defa güvendiği, sığındığı adam onu anlamamakta kararlı, onu öldüresiye yalnız bırakmakta ısrarcıydı.
Yaşamak, güzeldi. Onun için yazılmış şarkılar, şiirler, onun için yaratılmış gökyüzü ve bir gece vardı. Ölüm bir kaçış değildi. İntihar, güçsüzlerin tanrıya yakın olma hevesiydi. O tanrıya yakın olmak istemiyor, bir avuç huzur istiyordu.

Oturdu, yazmaya başladı. Kelimeler, sular seller gibi akıp gitti yazdıkça. Acılarını bir kenara bıraktı. Kimseye ihtiyacı olmadığını, sigarası ve birer adet kâğıt ve kalem ile hayatını idame ettirebileceğini anladı.
Onlar kadına, kısa fakat huzurlu bir yaşam sunuyordu. Tüm bu acılarla boğuşmayı reddederek, kendine yepyeni tertemiz bir sayfa açtı. Alışkanlıklarından kurtulması zor olacaktı, o da bunun farkındaydı ama bu ayakta kalması için bir engel değildi. Ayrıca içinde koca bir çocuk büyüttü. Aynı kendisi gibi hırçın, yorgun, saldırgan ama ne zaman olsa oyuna koşabilecek bir çocuk. Ona ulaşmayı deneyecek, onun hikâyelerini yazacaktı. Belki o koca çocuğun hayallerini gerçekleştirir, kendine yeni eğlenceler yaratırdı. Kararsızlığın içinde boğulduğunu fark etmeden huzura koştu. Çocuğun adını karanlık koydu. Bundan sonra okuyacağınız hep karanlığın hikâyeleri olacak, durdurulamayacak, engellenemeyecek ve mutlu olacaktı.
Kadın, bir gecesini bunlara düşünmeye verdi.
Ertesi sabah
Bir kazada
Kan kaybedeceğini
Bilmeyerek…
-Sadece derin yaralara yazar kadınlar. Ne yaralayanlaradır cümleleri ne de çektiği acılara.
Taşımak zorunda olduğu derin yaralara…-

Başa Dön