Kaderim Yazılmış, Üç Kişilik.

Birinin adı Hüzün diğerinin yalnızlıktı...

yazı resimYZ

Özgürlük, adımımın değdiği kendi coğrafyamdır kendimi bildim bileli.
Doğduğumdan beri özgür şehrimde yürür, gerek düşer ağlar, gerek yerdeki hoş paketleri toplar cebe atardım.
Duygularımın, algıma ayna olduğu günün birinde yürür iken, hoş bir pakete rastladım. Açtım baktım içinden çıkan bir adam, adı Aşk. Kendinden bahsetti;
"Bundan sonra yalnız yürümeyeceksin, güzelliklere beraber yol alacağız, taşlı yollardan kol kola geçeceğiz, sesimizin ulaştığı her yer, özgürlük olacak. Olsun varsın adımlarımız değmesin"

İkna olmuştum..
Benim şehrimde defalarca turladık, her sokağa minik renkli çiçek tohumları serptik, kutsal saydık. Kurak topraklardaki taşları topladık birer birer yok edip, hepsine isim taktık.
Geceleri yok olurdu Aşk.
Yok olduğu bir saatte ceplerimi yokladım. Doğduğumdan bu yana topladığım paketleri çalmıştı, yerlerine isimsiz, şekilsiz taşlar bırakmıştı.
İçimden bir ses "mutsuz olma, iyiliğin için." diyordu.
Ona da ikna olmuştum.
Sonraki zamanlar özgürlüğümüzde turlar atarken Aşk'ın silikleştiğini, parazitleştiğini, sessizleştiğini gördüm. Umrumda değildi, yanımdaydı. Yürüyorduk. Sesimizden çok benim sesim ulaşıyordu uzak diyarlara, destekliyor sanmıştım.

Sonraki taşlı yoldan geçerken, beni tutmadı, düştüm. Gördü ve tepkisizdi.
Yavaş yavaş yok olduğuna şahit oluyordum. Onu hiç bir zaman hissetmemişim, hayaliymiş gibi yok oldu.
Zaman zaman üstüne özgür şehrim yalnızca onu açtığım sokak olmuştu.
Cebimde çirkin isimsiz taş parçaları giderek ağırlaşıyor, beni yavaşlatıyor ve mutsuzlaştırıyordu.

Kasvetli günün birinde tam onu bulduğum noktada renkli bir pakete rastladım. İçini açtım ve soluk iki kutu.
İkisinin içinden de ağır taşlar çıktı.
Birinin adı Hüzün diğerinin yalnızlıktı.

Ve ben cebimdeki taşlar ile bir daha asla özgür coğrafyama adım atamadım.

Başa Dön