Her Sonbaharda Düşünce Katili Oluyoruz.

Şimdi zaman yaprakların düşüşüne gizlenmiş kitabı okuma zamanı. Açın pencereleri evinizin önündeki ağacın dalındaki yaprakları okuyun, okuma yazmanız varsa tabii ki

yazı resim

Sonbahar hüzün mevsimidir; şairler için, yazarlar için, sevenler için, aşıklar için. Sevdiğini gurbete yollayıp, sarı yazmalar bağlamış bir taze gelin gibi olur yüreğim. içimde bilinmeze giden tüneller açılır. Yolların kenarlarına dizili ağaçların yaprakları idam sehpasına çıkmış mahkumlar gibi dizili verirler. Her yaprağın düşüşü ile beraberanlamını bilmediğim bir sözcük düğümlenir boğazıma.

Her kesin bir yaprağı vardır ağaç dalında düşmek için sırasını bekleyen. Böyle derdi ninem ahşap evin penceresindenevin önündeki incir ağacına bakıp. Ağacı dünyaya benzetir yaprakları insanlara, sırası gelen her yaprak düşer her insan gibi toprağa. İncir ağacında asılı duran bir yaprağı bakar işte benim yaprağım o derdi. Belki o yaprak düştüğünde düşmedi toprağa ama bir başka yaprak düşme mevsiminde tezini, ispatlamış oldu.

Şimdilerde ağaçlar şehirlerin daracık parklarına sığınmış durumdalar. Sonbaharla birlikte birer birer yapraklarını döküyorlar. Her yanı sarı, kahverengi yapraklar kaplıyor. Ellerinde süpürgeleri ile çöpçüler düşen her yaprağı, neden düştüklerini hiç sormadan, onların yaşamlarını hiç sorgulamadan alelacele süpürüyorlar.

Yasaklanmalı, yasaklanmalı, yasaklanmalı Düşen yaprakları çöpçülerin toplaması yasaklanmalı. Sonbaharda düşen yaprakları çöpçülerin insafsına bırakmak insanlık için bir düşünce bir fikir kaybıdır. Daha da ilerisi düşünce katliamıdır.

Ağaçlardan teker teker düşen yapraklar ve onların bıraktığı mana bir fikir ve düşüncekitabında bulunamayacak derinliğe sahiptir.

Süpürülen bu yapraklar o kitabın sayfalarını nemrut ateşinde yakmaya benzer. Yanan her yaprakla binlerce İbrahim kaybolup gider.

Bırakmalıyız insanların yürüyüp geçtiği yolardaki düşen yaprakları. Üzerine basa basa okumalı insanlar o mana yüklü kitabı. Her yaprakta kendini bulmalı, her yapraktan sonsuzluğa yol almalı.

Ama şüphelerimde yok değil hani Acaba diyorum çöpçüler süpürmese o yaprakları kaçımızokuruz o kitabı. Yada kaçımız o kitabın alfabesini biliyor, kaçımız onun üzerindeki cümleleri anlama kabiliyetine sahibiz.

Sahi kaçımızın çabası var yaprakların üzerinde yazılanı okumaya. Kaçımızın cesareti var yaprakların sayfalarına dokunmaya.

Belki korkudan, belki işimize gelmediğinde beklide sıradanlığa alıştığımızdan olsa gerek yok edilen o kitabı, ve o kitapların oluşturduğu kütüphanenin yok olmasına aldırmayacağız.

Herkes ninemin okuma yazma bilmediğini zannederdi. Oysa ninem hiç kimsenin okumadığı kitabı okurdu. Hiç kimsenin bilmediği alfabeyi bilirdi. Hiç kimsenin konuşmadığı dille konuşurdu pencerenin önündeki yapraklarla.

Şimdi zaman yaprakların düşüşüne gizlenmiş kitabı okuma zamanı. Açın pencereleri evinizin önündeki ağacın dalındaki yaprakları okuyun, okuma yazmanız varsatabii ki

prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /

Başa Dön