Yıl 2002
Sorular ve Tedirgin bir Ekim güncesi;
…..O kadar sarhoştum ki yüzünden
Başın mı omzumda
Omuzum mu başında hatırlamıyorum…
‘’Biz…’’ demiştim ya biramızı içerken
neyi kastetmiştim artık bilmiyorum…
Tedirgin bir Ekim gecesi
Öyle sarhoşum ki yüzünden……
İnsanlar demiştim;
-Yordular beni…
-Beni daha iyi tanımalısın…
-Yanımda olmalısın…
-………….
…..İdrak edilemeyen zaman mıydı
Kime neydi Meryem’in gayri meşru çocuğundan
Muhammed’in Aişe’sinden
Tanrıtanımaz zamanın aşkla anlaşması mı vardı
Tedirgin bir Ekim gecesi
Neydi kastedilen;
‘ ’Ben senin geleceğinim…’’ söylevlerinde
Öyle sarhoşum ki yüzünden……
……28 Şubat mı demiştin
Annem mi demiştim karıştırıyorum
Unutmam genelde bunları
kendi unutmadığım zamanlar
Suskun ve idrak edilemeyen zamanlar
Öyle sarhoşum ki yüzünden……
…..Sakallarında isyanın beyazlığı olan bir adam bize bakıyordu
sen yerine geçtiğinde
Karl Marx mıydı
-Filozoflar dünyayı hep farklı yorumlamışlardır, mühim olan dünyayı değiştirebilmektir…K.M.-
Kim sığdırabilirdi bir asiyi duvara
Bizi bizden önce yaralayan mı…
Öyle sarhoşum ki yüzünden…….
……Fotoğraflara mı bakılmıştı
Eski bir maziye ait
Bir bebek mi gülüyordu geleceğe
Yeni umutlara ait
Şapka mı vardı başında
Gözlerinde gelecekteki bilinmez bir yara……
Öyle sarhoşum ki yüzünden…….
……Yalnız yatamam mı demiştin
Sen mi yanımda yatıyordun ben mi
Kimin kalbiydi duyduğum
Kimin kalbi daha afacan atıyordu
Tedirgin bir Ekim gecesi…
Öyle sarhoştum ki yüzünden……
…….Kimin ayaklarıydı
Yorganın garantisinde titreyen
Kimin kemikleri acıtıyordu
Her sarılışta
Kimdik biz;
Aynı yatakta yatıp
Ayrı yataklarda uyanan
Tedirgin bir Ekim gecesi…
Öyle sarhoşum ki yüzünden…….
……Yalnızlığın kapısını kilitlemiş biri
Ben dışarı çıktıktan sonra
Sen mi çok düşüncesizdin
Ben mi düşünceli
Yoksa tam tersi mi
Kim kime güvenmiyordu
Daha yolun en başında ayrı sapaklarda mıydık
Tedirgin bir Ekim sabahı…
Öyle sarhoştum ki yüzünden…….
‘
……..‘’Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’’
demişti şair / hangi zamandı
Bir mutluluk muydu paylaşılamayan
Ve mutluluğun çöpe dökülmesi pervasızca
ucube bir nota mı bağlanmalıydı
bir işe yaramamış çatalların altında sitemkarca yatan…
Öyle sarhoşum ki yüzünden……
…….Kim üzüyordu gitarı
Üşüyen parmaklarıyla
Kül tablalarını kim dolduruyordu
Soru işaretlerinin paranoyasıyla
Tedirgin bir Ekim sabahı…
Öyle sarhoştum ki yüzünden……
……Evden mi çıkmıştım
Yoksa senden mi
Kime hoşça kal dememiştim
Yağmur kimi üzercesine yağıyordu
Kimin gözyaşlarıydı yaşlanan
Tedirgin bir Ekim sabahı…
Öyle sarhoştum ki yüzünden…….
…….Yoldaş diyordum ya birine
Sana mı yoksa bana mı
Yoksa her gün kan kaybeden bir umuda mı
Bu aralar öyle sarhoşum ki yüzünden
sadedini HATIRLAYAMIYORUM hiçbir şeyin……
-Gel artık sana ihtiyacım var…
-Geliriz cancağızım…
-Ne saçmalıyorsun sen!
-…?!!...
Yaşlanmış bir öyküyü mü çağırıyordu
Yoksa aynı senaryoya yeni bir yüz mü aranıyordu
Rolü hiç değişmeyen
Gecenin üçünde çatlarcasına sarhoş;
Selpakçı çocuklardan ve merhametten
Tek çarenin paylaşmak olduğunu iddia eden kimlerdi
Kızgınlığım sana mıydı yoksa bana mı
Hele bağırmalarım;
……………………………………
…….Öyle sarhoşum ki yüzünden;
Tıpkı geldiğin 7 Ekim gibi…
Algıladıklarının gerçek
Anlamadıklarının yapmacık olmadığı gibi…
İkide bir başımı yastığından kaldırıp / sarhoşluğumun ilhamı
yüzünü izlemek isteyişimde ki dengesizlik gibi…
Hatırlan(a)mayan hatıralar gibi…
İnsanlar gibi…
Öyle sarhoşum ki yüzünden………
