İnsanlık tarihi boyunca metafizik ve gayb âlemi, insan zihnini en çok meşgul eden konuların başında gelmiştir. Ancak bu alan hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan yorumlar, hem dinî hem de akılcı yaklaşımlar açısından sakıncalıdır. Özellikle müşrik ve münafık zihniyetin metafizik âleme dair çeşitli iddiaları, gerçek bilgi yerine zan ve varsayımlara dayanır. Bu durum, İslam'ın kesin olarak reddettiği bir düşünce biçimidir. Kuran-ı Kerimde bu tür iddiaların batıl olduğu, insanları hak yoldan saptırdığı açıkça belirtilmiştir. Kuran, müşriklerin melekleri dişi olarak isimlendirmesi gibi iddiaların cehalet ürünü olduğunu bildirir:
> Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, melekleri dişi isimlerle isimlendiriyorlar. Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiçbir yarar sağlamaz. (Necm Suresi 27-28)
Bu ayet, zan ve varsayımlara dayalı konuşmanın, hakikati ortaya koymada bir değeri olmadığını ifade eder. Benzer şekilde, Zuhruf Suresinde şu uyarı yer alır:
> Onlar ki Rahmanın kulları olan melekleri dişiler kıldılar. Kendileri yaratılışlarına şahit mi oldular? Onların şahitlikleri yazılacak ve (bundan dolayı) sorumlu tutulacaklar. (Zuhruf Suresi 19)
Bu ayetler, melekler gibi gayb âlemiyle ilgili iddiaların ilimsiz bir yaklaşım olduğunu vurgular. Bu tür yaklaşımlar, müşriklerin ve hakikatten uzak kişilerin temel yanlışlarını gözler önüne sermektedir. Modern dönemde, metafizik âleme dair iddialar, bazı kişiler tarafından daha da ileri taşınmış ve dinî bir kisveye büründürülmüştür. Özellikle birtakım şahıslar, kendi tecrübelerini manevi bir derinlik ya da ilahi bir tebliğ gibi sunmuşlardır. Aşağıda bu tür iddialardan bazıları yer almaktadır:
- Fetullah Gülen: Peygamberimiz Türkçe Olimpiyatlarına katıldı.
Bu iddia, tamamen delilsizdir ve Nebimiz Muhammed'in şahsiyetine karşı büyük bir saygısızlık teşkil eder. İslama göre peygamberlerin ruhaniyetine dair bu tür iddialar, dinin özüne aykırıdır. - Alparslan Kuytul: Peygamber şu anda miting alanımızda.
Nebimiz Muhammed'in gayb âlemine intikalinden sonra bu tür iddialar, açık bir şekilde İslam akidesine ters düşmektedir. Bu yaklaşım, İslam'da kesinlikle reddedilen bir hurafe anlayışını temsil eder. - İskender Evrenesoğlu: Allahı gördüm, onunla konuştum.
Allah Teâlâyı görmek ya da onunla birebir konuştuğunu iddia etmek, İslamın tevhid inancını zedeleyen bir yaklaşımdır. Bu tür ifadeler, bir kişinin akıl ve ruh sağlığı açısından incelenmesi gereken ciddi bir sorun olduğunu gösterir. - İmam-ı Rabbani: Allahı kadın şeklinde gördüm.
Allah, hiçbir şeye benzemez ve insan aklı ile tasavvur edilemez. Bu tür tasvirler, İslamın Allah tasavvuruna açıkça aykırıdır ve tehlikeli bir yanılgıya işaret eder.
Bu tür iddialar, yalnızca kişilerin kendi zihin dünyalarını yansıtmaktan ibarettir. Ancak daha büyük bir tehlike, bu tür halüsinasyonların veya yanlış yorumların, insanların din algısını bozmaya yol açmasıdır. Dini değerleri tahrif eden bu tür yaklaşımlar, İslamın net ve evrensel öğretileriyle asla bağdaşmaz. Müşriklerin ve münafıkların gayb âlemine dair zan ve varsayımlara dayanan iddiaları, hem dinî hem de akılcı yaklaşımlarla çürütülebilir. Kuran-ı Kerim, bu tür iddiaların batıl olduğunu açıkça ortaya koyar ve insanları ilimsiz konuşmaktan sakındırır. Günümüzde ise benzer iddiaların bir tür halüsinasyon ya da kişisel zihin sapması olduğu, bilimsel ve dinî bakış açısıyla açıklanmalıdır. Bu tür sapmalara karşı doğru bilgi ve Kuranın rehberliği her zaman en sağlam kılavuzdur.