Sana sımsıkı sarılmak istedim…
Gelseydin şayet görebilseydim seni, içimdeki özlemini dindirebilseydim o an, daha kolay olacaktı çekip gitmek, senden, sevdandan vazgeçmek belki de…
Bilemiyorum…
Ne çok şey var aslında sana anlatmak istediğim, ama şu an yapabildiğim tek şey yazmak, eskiden de olduğu gibi yazmak işte!
Bu defa farklı, bu defa sana, bana, bize dair bir sonu yazıyorum.
İçimdeki seni yok etmek istercesine…
Daha ne kadar sürer bilemiyorum ama artık bitsin istiyorum, yastığımla boğuştuğum uykusuz geçen geceler bir son bulsun artık…
Sadece “SEN” olmayı istedin.
Doğru ya ben senindim, senden başkası da olmamalıydı hayatımda…
Seninleyken var olmalı, sensizken yok olmalıydım, "öyle de oldu!"
Her gidişin bir sondu, her gelişin bir doğum sancısı…
Ve ben her seferinde en baştan başladım.
Şimdi de bir sondayım, bu defa her şeye en baştan başlayacak gücüm yok.
Seninle olan her şeyden, senden vazgeçmek istiyorum artık!
Sesini duyabilmek için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, görebilme umuduyla kapında dolanmaktan vazgeçmek, ismini duyduğum her an içimin titreyişinden kurtulmak, çalan her kapıya sen diye koşmaktan vazgeçmek, şarkımızı duyduğum her an gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum…
Herhangi biri olmanı, herkes gibi biri olmanı istiyorum, olamayacağını bile bile…
Ne kadar zor benim için herhangi biri olman.
Zaten kolay olan ne vardı ki bizim hayatımızda…
Sonu olmayan bir yolda yürüyorduk, her geçen gün zorlukları, engelleri artan bir yol.
Engelleri koyan sen, aşmaya çalışan ben...
Galiba bu yüzden imkânsızlığına inandım hep.
Yalnız kaldığım her an seni düşünür olduğumda, benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum.
Yalnızlıklarım, ağlamalarım, özlemlerim bu yüzden hiç acıtmadı canını.
Sevgim belki de hayatında önemseyeceğin son şeydi…
Belki de bu yüzden “beni sevdiğine inanmam..” derdin hep.
Ben seni ne kadar çok sevdiğimin anlatısına girerken, sen zevk alırdın inanmadığın bir aşkın gözlerinin önündeki çaresiz çırpınışından…
Cezalıydım hep sevgim yüzünden…
Sen beni hiç sevmedin…
Ben her “seni seviyorum” dediğimde seni gerçekten seviyordum.
Her “seni özlüyorum” dediğimde gerçekten özlüyordum.
Sen inanmadın…
Şimdi Gidiyorum…
Bir daha sesimi duymayacak, yüzümü görmeyeceksin.
Ben kaybettim...
Sen kazandın!
Sana sımsıkı sarılmak istedim, sıcaklığını hissetmek, kokunu içime çekmek son kez.
Gelmedin…
Gelseydin de yapabilir miydim bilmiyorum…
Dilimde, duyduğum o şarkının dizeleriyle...
Gidiyorum !!!
Hâlâ aşksın sen... Ama sadece şarkılarda...
Sırılsıklam bir özlemdi gözlerimden akan, Damla damla bir ümitle içimde oyalanan
Dokunmanın coşkusuyla taştı boşaldı birden, Saklanamaz bir haykırışla kurtuldu esaretten
Evet sendin beklenen, Evet sendin özlenen, Eksikliği gözlenen, Yokluğunda özlenen
Asabiydim ondandı, Hep mutsuzdum ondandı, Yıllar yılı saklandı, Gözyaşıyla kutlandı
Gidişin de çok ani oldu ya gelişin gibi...
İşin doğrusu varlığına alışmaktan daha zor oldu yokluğuna alışmak.
Alıştım mı bilmiyorum...
Ama mecbur olduğumu biliyorum...
Boşver coşkusu da çok güzeldi varlığının.
Yokluğunun acısı da hiç fena değil hani…
Soranlara neden böyleyim bilmediğimi söyledim, Yalandı bu sensizlikti, keyifsizlik sebebim
Gelişinle eksik parçam bir anda tamamlandı, Sen de gördün ya o an sevinçten nasıl da ağlandı
Evet sendin beklenen, Evet sendin özlenen, Eksikliği gözlenen, Yokluğunda özlenen
Asabiydim ondandı, Hep mutsuzdum ondandı, Yıllar yılı saklandı, Gözyaşıyla kutlandı
]
16 Eylül 2007 (15:00)