Neler işittim.. Ahh neler gördüm Ah neler yaşadım ey Bcan Hiç yalnız bırakmıyorlar beni Binlerce km yol da gitsem ne duyduklarımdan, ne sezdiklerimden, ne yaşadıklarımdan bir parçayı senin kapına bırakıp cigercânın ağıtlarına bestekârlık yapmanı istemedim
Seni senden alan bahar kapıya dayanalı hayli zaman oldu. Bir çare ki bu benim için heder oldu Muştumu unutmaya çalıştım. Ey leyl Ey gözü-gönlü dîldâr! Bana bak bir defa çok anlatacaklarım var sana Kapında bir dilenciyim Sadakanı benden eksik etme Sevgine, muhabbetine, sesine, gözlerine, himmetine muhtacım
Tam bin yıldır yolunu gözlüyorum. Kaç mekân oldu hayalini belirledim Bilemezsin Mevleviler, rubaîler ne derse desinler ben senin gönül cennetinin bülbül-i Bir canımı dinlemek isterim
Herkes öğle arasında ben odamda gözlerimi kapatır kapatmaz yanındayım. Evet, yanında, Efelerin minik tepelerinde çam diplerindeki kozalakların yanında hazanın bestesini saza çaldığım vakitlerde kulağıma gelen o tatlı gülüşünü hiç bir zaman aklımdan, fikrimden, zihnimden çıkartamadım.. Büyü gibisin Sanki sır gibisin Sanki benim bilmecem gibisin ki ben anlayamadım bari gel sen Tez anlat Anlatacaklarım vardı ama şimdiden unuttum her şeyi. Seni konuşmak, seni anlatmak, seni seyretmek ne güzel
Ahh Hüdam Aklımı yitiriyorum ben, çünkü düşünemiyorum, hissedemiyorum, bilemiyorum ben sanki deliriyorum. Tutulan aşk orucu Allah ayının gününü solladı Ağzım kuruyor benim bu saatlerde ki halimi ne sen gör nede ben anlatayım Çok yorgunum.. çok halsizim.. inan bana her şeye iştahsızım.. Ne vefa nede sadakat! Ben bir ahlaksızım! O cennet-âsâ gönül hareminde bir bülbül-i şadan olsaydım Orada yerimi alsaydım, orada ahdimi yaşasaydım
Bugün köprü altında dilencilik yapmışların azametten içre ağıtlarını virane gönlüme alırken senin kelamını, selamını, hisseder gibi oldum aşk hikâyesinde İsyanı ve Hamdı birbirine saldım O hengâmede gönül yangınımdan arzına düşen yangınlara alınma Zira ne dediğimi bile bilmez haldeyim
Ahu gözlüm, uzakları yakın eden Allahtır. Sevenlerin yar ve yardımcısı Allahtır. Vallah, Billah iliklerime kadar selamını hissettim. Sana ne dargınım, ne küskün Asıl ben kendime lanet ettim. Senin cennet-i ala gönlüne hep dua ettim
Kelâmını, selâmını çok görenlere ne diyebilirim ki? Sen sukut ettin.. Ancak ben sukut edemedim Ben senin cennet-asa bahçenin kulu olmak istedim. Hakkıyla gönlünü tavaf etmek istedim.. Benim cennetim sensin. Başka cennete ne lüzum var? Kader planında nelerle karşı karşıya kalacağımı bilemesem de senin için şiirler devşirdiğim akşam, âhıma bir aşkla yine seni bırakacağım
Duan! Nolursun bir -C- an! Dua dua yağ üzerimden! Ben kâben de tavaf ede ede yoruldum bir defa olsun tebessümünü göster bana ki yere düşmeye yaklaşmış ihramımı düzelteyim.. nolurdu sanki bir defa tebessüm etseydin, sesini duysaydım. Nolurdu bir defa bana da selam verseydin
Ümitsiz değilim, bilakis çok ümitliyim. İstediklerim hayal mi? Asla inanıyorum, istiyorum, bin yıl da geçse senli olacak her şeye razıyım, kaniyim.
duam sensin
mesaim sensin
özüm sensin
gözüm sensin
sen, sen, sen