Tokugawa dönemi bitmiş, Meici zamanı başlamıştı. Japonya kendini dış dünyaya açmış, gelen değişim çarçabuk benimsenmeye başlamıştı. Artık kimsenin Miyamoto Musashi' nin öğretilerine kulak astığı yoktu. Samuray sınıfı artık halktan saygı görmüyor, son temsilcileride birer birer yitip gidiyordu.
Küçük Maegashira sızlanıp duruyor, etrafındakilerinde metanetini kırıyordu.
-Açlıktan ölücem, bu Dojo'nun sorumlusu Gyoshiro değil mi? Neden parayla ders vermiyor?
O sırada Gyoshiro içeri girdi. Söylenenlerin hepsini duymuştu ve Maegashira'nın söylediklerine büyük bir hiddetle cevap vedi; " Bu Dojo'nun açıldığı günden beri bütün sorumluluk benim üzerimde, siz üçünüz aylak aylak gezerken ben zaten dışarıya ders vermeye gidiyorum. Verdikleri parayla bütün alabildiğim işte bir tek bu balık" diyerek elindeki paketi yere baktı. Gözlerinden bütün üzüntüsü ve hayalkırıklığı okunuyordu. Dışarı çıkıp ardındanda kapıyı kapadı.
Mamuto diğerlerinden yaşça daha büyük olduğundan
Gyoshiro' nun söylediklerinden en fazla payı kendine çıkartmıştı. "Yeter artık ben gidiyorum." dedi, alınganlığını sezdirmek istemeden.
Limana gitmeye karar verdi. Belki ticaret gemilerinden gelen yükleri indirebilirim, belki de birinde miço olarak iş bulabilirim. Birkaç aylığına buralardan uzaklaşmak iyi olabilir diye düşünerek.
Her zaman geçtiği yoldan, köyle liman arasındaki bambu ağaçlarından oluşan koruluktan geçiyordu yine.
Belki üzerimdeki sıkıntıyı atarım hemde alıştırma yapmış olurum diye kılıcını kınından çıkarıp havada iki kez savurdu. Ardından iki ağaç çatırtılarla ortadan ikiye ayrılarak devrildi.
"Kimi kandırıyorum ki bu eğitim değil, düpedüz doğaya zarar vermek." diye söylendi kendi kendine. Tuhaf birşey vardı, sanki izleniyordu. Arkasından geldiğini sandığı hışırtıya kulak kabarttı.
-Kim var orada?
-Bir keşiş, kimseye zararı dokunmayan yaşlı bir adam, karnımı doyurabilmem için bana bir metelik verebilir misin?
-Üzgünüm bende de hiç yok.
-O zaman çalışmalısın.
-Bunu bana sen mi söylüyorsun, dileneceğine sen çalışsana.
-Sağıra vaaz vermek kolaydır.
-Hey, sen kime sağır diyorsun?
-Sadece duymayanlara.
-Nedir bu? On Zen öğretisi mi? Yaşlı adam seninle sohbet etmek güzeldi ama gitmem gerekiyor. Açlıktan midem zil çalıyor, hemen karnımı doyurmalıyım hem açken sinirli olurum. Yakınlarımda olmazsan iyi edersin." diyerek oradan uzaklaştı.
Gurbetteki Samuray
-Kim var orada? -Bir keşiş, kimseye zararı dokunmayan yaşlı bir adam, karnımı doyurabilmem için bana bir metelik verebilir misin? -Üzgünüm bende de hiç yok. -O zaman çalışmalısın. -Bunu bana sen mi söylüyorsun, dileneceğine sen çalışsana.