Günortasındaki Karanlık

17 Ağustos depremini yaşamış biriyle minibüste kısa bir sohbetimiz olmuştu.

yazı resimYZ

17 Ağustos depremini yaşamış biriyle minibüste kısa bir sohbetimiz olmuştu.

Gölcük'te depremi yaşadıklarını, kayınvalidesinin cesedinin bulunamadığını, bu yüzden evdeşinin ruhsal bunalım yaşadığını ve bu bunalımdan kurtulamadığını anlatmıştı. Evdeşinin hâlâ annesinden bir haber olup olmadığını sorduğunu söylemişti.

Sesindeki umutsuzluk hâlâ kulaklarımda. Yüzündeki ıstırap ve çaresizlik hâlâ gözümün önünde.

Ne söylemem gerektiğini o gün de kestiremedim, bugün de kestiremiyorım.

Deprem dendi mi dizlerimin feri kesiliyor. Gözlerim kararıyor. Nabzım yükselip tansiyonum tavan yapıyor. Nefesim kesilecek gibi oluyorum. Hem kendim, hem ülkem adına korkuyorum.

Allah kimseye bu tür bir acı yaşatmasın, diyeceğim, ama kişisel çıkarların ülke çıkarlarının önünde seyrettiği yönetici ve hükümetler seçilmeye devam edildiği sürece bu acıları da görmeye ve yaşamaya devam edeceğiz.

Depremde hayatını kaybedenlere rahmet, bir işe yaramayacağını bilsem de, yakınlarına sabır diliyorum.

17 Ağustos 23
Gölcük

Başa Dön