]
(Oğullarım Alparslan ve Yasin’e)
Karanlıktan korkma yavrum.
Gün doğmadan neler doğar!
Alparslan’ım, Yasin oğlum...
Gün doğmadan neler doğar!
Baykuş gecede seslenir,
Hainler bizden beslenir.
Yarasalar kafeslenir,
Gün doğmadan neler doğar!
Bulanmazsa su durulmaz,
Dosta eli boş varılmaz.
Kim demiş hesap sorulmaz!
Gün doğmadan neler doğar!
Fitne yılı, zulüm çağı
Dilimize vursun bağı...
Sırtımızda bir Kafdağı,
Gün doğmadan neler doğar!
Başı dumanlı yücenin,
Fitnesi söner gecenin...
İmanla dolsun yüreğin,
Gün doğmadan neler doğar!
Yıldırımlar ve şimşekler,
Hep bulutlu günü bekler.
Yağmurdan sonra çiçekler...
Gün doğmadan neler doğar!
Su akar bulur yolunu,
Düşmana deme hâlini.
Allah’a bağla belini,
Gün doğmadan neler doğar!
Dünya dönse de tersine,
Aldanma yalan süsüne.
Kulak ver Hakk’ın sesine,
Gün doğmadan neler doğar!
Dünya Karun’a kalmadı,
Süleyman’a mülk olmadı.
Kimler geldi de ölmedi!..
Gün doğmadan neler doğar!
İki kapılı bu hanın,
Ruhun, amelin, imânın...
Düşman olsa dört bir yanın,
Gün doğmadan neler doğar!
Şafağın vakti yakındır,
Yaşamak doğal hakkındır.
Buna kendini inandır,
Gün doğmadan neler doğar!
Sabah olur, ağarır yer.
Dört bir yanı nurlar örter.
Zalimin zulmü de biter...
Gün doğmadan neler doğar!
Kış olmazsa, anlamsız yaz.
Başa gelmedik iş olmaz.
Davran oğlum, yekin biraz
Gün doğmadan nelere doğar!
Türkmenoğlu hiç uzatma.
Sözlerine hile katma.
Bu hâl böyle kalır sanma,
Gün doğmadan neler doğar!
Ahmet KARAASLAN
19/03/1999 – Kayseri