Google Bugüne Sonbaharın İlk Günü Demiş.

Google bugüne sonbaharın ilk günü demiş ve sonbahar ekinoksunu doodle yapmış. Yapmışta beni de düşüncelere daldırdı. Bugün gece ve gündüz eşit olacakmış. Benim aklımda ise 21 Eylül kalmış gece ve gündüz eşit diye nedense! Bugünden sonra geceler uzayacak, artık aydınlık saatler azalıp karanlık saatler artacak. Sonbaharın ilk günüymüş bugün. Ya da yazın son günü.

yazı resimYZ

Google bugüne sonbaharın ilk günü demiş ve sonbahar ekinoksunu doodle yapmış. Yapmışta beni de düşüncelere daldırdı. Bugün gece ve gündüz eşit olacakmış. Benim aklımda ise 21 Eylül kalmış gece ve gündüz eşit diye nedense! Bugünden sonra geceler uzayacak, artık aydınlık saatler azalıp karanlık saatler artacak. Sonbaharın ilk günüymüş bugün. Ya da yazın son günü. Sıcak yaz günleri bir dönem sonra gelmek üzere bırakıyor bizi, artık yaprakların dökülme zamanı. Sararıp, kızarıp ve belki kararıp dökülecekler. Önce göz seyri verecek yerlerdeki yaprak örtüsü, sonra kulaklarımızda yer edecek ormanlarda yürürken hışır hışır ayak sesleri ama güzelliğin yanında bir hüzündür sonbahar benim için. Hüznün rengidir sonbahar, adı üzerinde baharın sonu. Halbuki yazın sonudur ama biz sonbahar demişiz, nedense Sonyaz değil, keşke güzü daha sık kullansak.

BİR SARI ÇINAR YAPRAĞI

Sustu...
Konuşmaz oldu!
Durma, konuş desen de
Duymaz oldu!
Bekleyenler,
Beklemez oldu!
Yollar ayrıldı!
Ayrılmasın isterken
Dönüp de ardına
Bakmaz oldu!
Bir sarı çınar yaprağı
Süzüle süzüle rüzgarda
Döküldü, karıştı toprağa...

Leyla Ünal (14 Aralık 2012)

Güz tanımı nedense daha iç ferahlatıcı sonbahara kıyasla, hiçbir şeyin sonunu sevmemekten mi kaynaklanır benim duygularım? Şarkının sözlerini şöyle değiştiriversem, nasıl olur?

Aşkım bahardı
Ümitler vardı
Güz geldi diye
Gönlüm karardı

Halbuki en büyük aşklar sonbaharda yaşanır derler ama ben hep aşkı bahara, ayrılığı ise güze benzetirim. Aşk bahar gibidir çünkü cıvıl cıvıl, insanın yüreği şenlenir, gönlünde çiçekler açar, ya güz; yapraklar dökülürken ağaçlar çıplaklaşmaya hazırlanır. İnsanın çıplak kapması kötü bir duygu da ya yüreğinin çıplak kalması nasıl bir duygudur? İnsanın yüreği çıplaklaşabilir mi hiç? Mümkün müdür, yüreğimiz çıplak kalsın, yoksa biz öyle bir ağaç mıyız ki bir taraftan yapraklarımızı dökerken diğer taraftan yapraklarımız açsın?

Güz bana hüzün verse de severim güzü, ağaçların yeşilden kırmızıya renklerini, turuncunun her tonunu. Tek sevmediğim karanlığın artmasıdır. Bazen insan karanlık arar. Ne zamanki gözyaşlarını saklamak istesin aradığı karanlıktır. Güzün yağmuru gözünde saklıdır, bırakıp salıvermek ise karanlığa saklanır. Bazılarımız sever ağlamayı ya da saklamaz ağladığını, gözünden inci taneleri dökülüverir, en insani duygudur ağlamak çünkü.

Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlayabiliyorsan
Acılar ardarda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli

Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.

Özdemir Asaf

Ağlayabiliyorsan ne mutlu sana
Düşün bir de ağlayamayanları

Nereden geldik sonbahardan ağlamaya?

Ağlamak yok bu hayatta, gülmek var. Düşmanlık yok bu hayatta, dostluk var. Yarınlarda seni sevmek var, mutlu günler var. Yarınlar benim, yarınlar senin, yarınlar onun, yarınlar bizim, yarınlar hepimizin.

Ali Rıza Binboğa

E bu da güzel, neyse ağlamayı bir kenara bırakıp, Sonbahara, pardon GÜZ’e dönelim.

İnan ki ağlamadım
Hüzünlüyüm sadece
Gözlerimdeki nemler çığ gibi
Yağar böyle her gece

Güz gülleri gibiyim
Hiç bahar yaşamadım
Ya sevmeyi bilmedim yıllarca
Ya sevince geç kaldım

Şimdi delicesine
Sevmek istesem bile
Sonbahar sisi çökmüş üstüme
Sevincim buruk yine

Güz gülleri gibiyim
Hiç bahar yaşamadım
Ya sevmeyi bilmedim yıllarca
Ya sevince geç kaldım

Hakan Taşıyan

İnsanın hiç sevmeyi bilmemesi mümkün mü? Ama güz gülleri gibi sevmesi de mümkün. Sevmek için insan geç kalır mı hiç? Sevgi yetişilmesi gereken bir tren ya da uçak mıdır ki geç kalalım? Sevgi içimizde, benliğimizde; saatlerimiz, dakikalarımız, saniyelerimiz gibi hep bizimle, bizimle mi acaba? Her zaman bizimle mi?

Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş
Bir bulut uçardı
Başıboş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Sonbahar deyince aklıma sarı ve turuncu gelir. Sarı ayrılığın ya da hastalığın rengi iken turuncu neyin rengidir? Bilmem neyi ifade eder ama ben de hüznü anımsatır, sonbaharın rengidir turuncu.

Sonbahar hüzündür, bir şeyin bitişidir, ya zeytinler! Sonbaharın en güzel meyvesidir zeytinler. Ya bağ bozumları! Sepet sepet üzümler. Zeytin berekettir ülkemde bir yıl ürün fazla verip bir yıl vermeyen zeytin ağaçları, bol ürün verdiği dönemde ülkemin ekonomisini bile düzeltir.

Güz mevsimi; zeytinin hasat dönemi, bol üzüm ve incirin yendiği dönem, narların kendini göstermeye sergilerde yerini almaya başladığı dönem. Ancak ben ne zamanki tezgahlarda mandalina görürüm işte güz geldi derim.

SONBAHAR

Güz gelmiş
Yerde sarı turuncu yapraklar
Yapraklarını dökerken ağlar mı ağaçlar
Gün erken kararıyor
Lakin karar mısın umutlar
Güneş batarsa elbet tekrar doğar
Yeter ki sabret
Gelir elbet zamanı
Kışlar yaşanmadan
Gelmez baharlar.

Leyla Ünal

Baharı bekleyen kumrular gibi
Sende beni bekle sakın unutma
Ellerin havada gözlerin yolda
Bir tanrıyı bir de beni sakın unutma

Ümit Besen

Çok mu arabesk oldu bilmem! Google amca sonbahar geldi deyince ve sonbahar ekinoksunu doodle yapınca dökülüverdi işte.

Ben baharı beklemeye başladım bile, başladım da güzün tadını çıkarmak istercesine başladım güze.

Unutulmaması gereken ise dünyanın güney yarımküresi ilkbahar ekinoksunu yaşıyor bugün.

Sevgiyle kalın…

Leyla ÜNAL (23 Eylül 2014)

Başa Dön