Bambaşka bir dünyada unuttuğun benliğini hatırlamaya çalışarak varolma çabası,başka dünyalar olduğunu görerek küçük dünyandan çıkma savaşı... gittiğin anda üzerinden kalkan bir yük bir heves bir başardım inancı ve bir anda üzerine çöken ne işim var burda düşüncesi ... kimse olmadığında yanında ve dilsiz kaldığında adını bile bilmediğin bir şehrin sokak aralarında yalnızlık sardığında dört bir yanını ve özlemi tüttüğünde geldiğin toprakların,koyup elini usulca göğsüne gitmeliydim diyerek avunabilmek… gitmeliydim… üzerime yapışan bir eskimişlikten kurtulabilmek için,içime dönebilmek ve o kızın gülen gözlerini bulabilmek için,kendimi her şeyden uzakta tutmak,istesem de yaklaşamamak için…ve gitmeliydim kalmayı beceremediğim için…
Gittim… öyle bir gitmek ki tüm şartları zorlayarak ve imkansızlığa beş kala…vazgeçemezdim vazgeçmeyi hiç düşünmedim de zaten, vazgeçmenin anlamını henüz bilmediğimdendi sanıyorum ki
Ne yolun başından nede baş koyduğum yoldan kolay dönebilmişliğim var birileri beni yolun dışına atmadığı sürece… ki atılsam bile o yolu ‘benim’ bildiğim zaman elimden geleni ardıma koymayacağımı korkarak gözlemliyorum şimdi hayatımın her kesitinde…Anlayamadığım zamanları anlıyorum…Anlamazlığım,bir yol daha olmalıdır inancım ilk kez işe yaradı sanıyorum…Şimdi beni bilmeyenler tuttuğunu koparırsın sen diyorlar,koparamadığımda hayattan koptuğumu bilmiyorlar,gülüyorum…
Gittim… yarına inanarak yeniden,tebdil-i mekanda ferahlık vardır diyerek içimden,söylemek istediklerimi sökerek dilimden…
Ne çok söyler gibi gözüktüm ve aslında ne çok sustum,bulamadım kendimi anlatabilmenin bir yolunu bulamadım şimdi düşünüyorum da anlaşılabilmek için anlatmaya da gerek yokmuş hani,yüreğini kaybetmiş bir insana söylenebilecek her şey boşmuş yani
Gittim…Kaçmak için değil kendimden,unutmak için değil yüreğime kazıdıklarımı…’Son’ kelimesinin geç de olsa hakkını verebilmek için,çekilebilmek için kaybettiğim cephelerden,deli yanımı durdurabilmek için,yorgun yüreğime daha fazla işkence etmemek için ve gününün dününü daha fazla kirletmesine tahammül edemediğim için adamım sandığım yalanın…
Terk-i (di)yar eylemek diyorum şimdilerde ben bu gidişe…Terk-i diyar,Terk-i yar ve işte hepsi bu kadar…
Gitmek Dediğim...
... kimse olmadığında yanında ve dilsiz kaldığında adını bile bilmediğin bir şehrin sokak aralarında, yalnızlık sardığında dört bir yanını ve özlemi tüttüğünde geldiğin toprakların,koyup elini usulca göğsüne gitmeliydim diyerek avunabilmek… gitmeliydim…