Kuyu dibi yanılgılarım oldu benim.
Berrak suya indirdiğim,
Sudan ağır inceliklerim.
Biraz pus,biraz gölge...
Pus görünmez gölgede.
Biraz sus,biraz dinle.
Hatrı kalmasın küskünlüklerimin de
Çamur pisi,
Dağ sisi,
Ağlayan tiz bir kadın sesi
Oldu bu şiirin resmi.
Bir yanım kaçıyor
Öteki yanımdan,gittiğinden beri.
Bense inadıma tutunuyorum
Savruk yalnızlığımda.
Her sabah uyanıyorum
Bir tarafı soğuk,çarşaf yalnızlığına.
Sarışınlığımdı akan
Parmak aralarından.
İristen kopan renkler armağandı,
Son ağlamalarımdan.
Ben,şair kadın,
Dün gece geceyi ördüm.
Ellerime verdiler kırılgan yalnızlığımı.
Ben bu ararlıktan gündüzü gördüm.
Ben,şair kadın,
Bu şiirin kafiyeleri
kadar kopuk bir yaşam sürdüm.
Kimi zaman zengin sevdim.
Kimi zaman tüm gerçekleri,
Öylesine yarım bildim.
Sözlerin dolmuş yine.
görmediler
Ağır gelmiş yaşadığı,yaşayamadığı,
İnce ruhlu şaire.
İki kabuğu bir yaraya getirmiş de
Bağlayamamış birbirine.
İki piyano var benim odamda.
Biri ölünce
Öteki matemi çalar.
Peki biri matemi çalınca
Öteki ölür mü?
Ah,biri yalnız çalıyor görüyorum.
Ve şimdi sana:
“git”
bile demiyorum.