Son kez gözlerine baktım.(Bir umut görmek adına).Anlamsız kalmış iki kahverengiye biraz daha asılı kalıp kendi yeşilimi de içlerinin en orta yerinde unutup kalktım masadan.
Sen hiç konuşmadın ardımdan.(ya da benim içimden her seferinde yalvardığım gibi sessizce ağlayıştaydın,duymazlığa geldi ihtimallerim).Oysa ne kadar isterdim çocuk gibi ağlayabilmeyi,kabuk bağlamayan yaramın ardından. Yara kabuğumu unutup kalktım masadan.
Annemin omzu yok artık ağlayabileceğim.Masumiyetini yitirmiş bir günahkarın sözleri dudaklarını doldurmıuş.Hiç tanımadığım gözler gözlerine doğmuş.Annemin omzu yok artık ağlayabileğim.Bense eve gitmek için unutup kalktım masadan.
Bunun adı ayrılıktı. Yine de son kez bakıp ardından,kurtulamayıp parmağımda açılan bir altın halka yarasından,bir kahve daha içip ısmarlama yalnızlığımdan,kalktım masadan.
Bu gece hiç doğmamış çocuğumun ellerinde uyuyuyacağım.
Ben elimdeki yara kabuğuyla hala sana sözdeyim.
Unutup kendimi ardından,kalktım masadan.
Giden sen oldun bu masaldan.