gece sessiz ve ağır.
belki gece gebedir umuda
kim bilir
ağır gece,
ağır ağır
ağaracak
ve biz
uykuda olacağız.
gece ağır,
gözlerin değil.
nedense ağır değil gözlerin!
gözlerim,
gözlerinde ağır.
gecenin merkezi var,
orada çiçekler de açabiliyor
renkleri parlement mavi sanki,
zümrüt yeşili düşlerin içinde gözlerin, belki!
iç içe herşey yani.
gece yine ağır ağır
ağaracakken
bir ses gelebilir,
senin!
kuşların ve
çatı katlarında ağlayan
tüm kadınların
sonsuza kristalleşen
sesleri gelir sonra,
duyuldukları an
asılı kalan havada.
ancak göz teması kurarsa umutlanır
penceremizi teğet geçen güvercinler
yumuşak yeni bir anlam kazanır dilimde.
dilim,
dilim dilim
pare pare
tel tel
ayrılır
senden doğru
kopup gelirim kendime.
muammadır sevgilim!
korkup da
usulca sana seslenmediğim
o anlar
oysa,
adını eskitmek
adınla eskimek de var
gün gün
yaş yaş,
kainat!
gece ağır!
kanı kurumuş
yarası ağrımakta
ceylan gibi ağır gece.
sen yoksun,
gözlerin yok
ve biz uykuda olacağız yine.