Evveli Vardı Elbet Lakin Sonu da

Bir sonu vardı her şeyin… Başı gibi sonunu da bizden önce yazan vardı elbet. Ama sonunu da hissetmeliydi kalemim...

yazı resim

‘’Zaten olmadı bunlar
Zaten yaşanmadılar
Sen bitmedin, ben bitmedim
Ölmedi aşklar…’’ Erdal GÜNEY

İsmimle isminin arasına
Günler girdi önce
Sonra aylar…
Başka başka harfler yanaştıkça harflerimize
Biz uzaklaştık

Bezm-i ezelden tanışık olduğumuzu
Unutturduk kendimize
Yaşayacağımız her şeyin bize fısıldandığı o gün
Bizi unuttuk bir kez daha
Aşina olmamız gereken yerde
Birbirimize en yabancı olandık bu yüzden.
Üstleneceğimiz rolün ‘’bütünleyiciliği’’
Seninle benim aramda olmayacaktı
Senin hayatının ne öznesi ne yüklemi olabilirdim ben…

Rab bir nefes verince bedenimize
O’nun nefesinden bir nefes girince içimize
Dağlar, taşlar kabul etmezken emanetini,
Çıkıp orta yere üstleniyoruz diyecektik
Değil mi ki nefesin var içimizde
Değil mi ki senden bir iz var
Biz diyecektik
İşte o vakit,
Bütün zıtlıklar toplanıp girecekti içimize
Bir kaf inecekti yeryüzüne bir de nun…
Kün diyecekti Rab kün
Sonra ‘’ol’’acaktı her şey…

Ve ey sevgili!
Bütün zıtlıklar
Seninle benim aramda dikilecek
Harflerimiz yanaştığında birbirine,
Bize karşı duracak, bizi sınayacaklardı
Ve böylelikle sırr-ı imtihan başlayacaktı
Oysa… Biz bizi çoktan unutmuş bulacaktık
Yürekten düşecek
Akıldan düşecek
Hatırdan düşecektik…
Kuru harflerle bir isim kalacaktı ardımızda
Alfabede ardı ardına düşen iki harf

Bazen bir perde açılır gibi olacak
Bu yüzü, bu sesi tanıdığımızı düşünecektik
Ama o kadar
İzin verildiği an, izin verildiği kadar hatırlayacak
Ve sonra unutacaktık
Bu yüzden sevgili (izin verildiği an)
Aslında ben senin kim olduğunu biliyorum…
Biliyorum; ama…
Neyi bildiğimi bilmeyerek biliyorum…( İzin verilen kadar hatırlanan)

Alfabede harflerimiz ard arda düşmüş ne çare! Biz yan yana olmadıktan sonra…

Çağla GÖKDENİZ

Başa Dön