Durmak

Dingin bakışların uzaklaşıyor gözlerimden, Hazan mevsimleri geçiyor sokaklarımdan, Upuzun bir kış başlıyor Kim bilir kaçıncı baharım bitmeden.

yazı resim

Bugün durmakta kararlıydım, lakin nerede duracaktım?
Beni buraya sürükleyen sendin
Bazen durmak ister insan, öylece durmak,
Tam da burada duracağım.
Buradan geçtin, her gün, bildim.

Şu sırtını dayadığın ağaç, yaprakları intihara meyilli,
Gevezeliği tutmuş, tepemde ötüşen şu serçeler,
Ayağını bastığın bu nemli toprak değil miydi?
Bahar kokan, senin içine içine çektiğin.
Burada olduğunu bildiğimden,
Bekledim saatlerce gelmeni...
Elimi tutup, nefesini nefesime vermeni...

Sen de benim geçtiğim yerlerden geçebilir misin?
Bilemedim
Aynı gökkubbeye bakarız
Lakin sen de görebilecek misin?
Benim gördüğümü;
Gözlerindeki ışık kuzey yıldızı değil miydi?
Gitme vaktini haber veren.
Tepede yükselen sisli bulutlar,
Yüreğime çöküyordu yavaş yavaş.

Üşüyorum, sesini ver bana,
Sen susunca, sessizliğim çoğalıyor kulaklarımda,
Susma,
Anlat sade,
İşten, güçten bahset
Olmadı arıların neden dans ettiğinden,
Konuş, sesini sesime kat,
Sessizliğin beni boğmakta çünkü

Bekledikçe geçmedi saatler ama günler devrildi...
Gene de sen benim geçtiğim yollardan geç,
Kaldırım taşlarını sayarken
Çocuk hafızamda
Hızlanırım,
Acale et!

Durma, acele et!
Durdun...
Dingin bakışların uzaklaşıyor gözlerimden,
Hazan mevsimleri geçiyor sokaklarımdan,
Upuzun bir kış başlıyor
Kim bilir kaçıncı baharım bitmeden.

Oysa mimozalar karşılayacaktı bizi,
Mayıs portakalları çiçeğe kesecekti daha
Hayli üşümüş bir rüzgar esince,
Sarılacaktık birbirimize...

Oysa tozlu yollara vuracaktık daha
Ardımızda bırakarak şehrin vahametini.
Gidecektik.
Gidemedik.
Gidemeyeceğiz.

] ] ] ] ]

Başa Dön