Ölümün içinde gezen üç virane bahçeyi kim ölüştürdü böyle yeryüzüne
Sakındığım hatıralarımın dudak arasında ne işi var
İnce bir çizgidir şimdi gökkuşağını bölen dönümlük dizelerle sıkılan kuşlar
Düştüğüm yere gömün beni, ben oradaydım
Sanki sesinde bir cılızlık bir tarumar bir efkar
Sanki kışları almış sırtına karış karış gezen bir bunaksın
Tanrıdan aldığım topallayan ayaklı, helvadan bir sunaksın
Bırak içimdeki göz bebeğimi gözüme gelmek için
Yahut demeyi ne çok severdin, kim alıştırdı seni
Tanırım yarın üşüdüğüm sıcacık odaların kokusunu
Mutluluk, menekşe renkli bir yok oluştur
Sıralı bir ölümü toplu ateş altına alan anın, hazırlanmaya başlayan toplu mezarındayım
Geçmişi gördüm, geleceği yaşıyorum, durmak kadardır insan
Sandım fakat öyle olmadı, ne önemi var bu dizelerin
İçimdeki çocuk artık, yaramaz bir hırsız oldu, kaset çalan
Karşımda kasvet, elimde boşluk, tırnaklarımda dünyanın kirli izleri
16:45