Doğu Felsefesi ve Kişisel Gelişim

Kişisel gelişim sektörü; iş dünyasını, aile yapısını, bireyin kendini tanımasını, ilişkileri tanımlamayı, zamanı yaşamayı vs. hayatın her alanını kuşatan her şeyde başarılı olmanın anahtarını elimize uzatırken besleneceği her kaynağı kullanıyor

yazı resimYZ

Kişisel gelişim sektörü; iş dünyasını, aile yapısını, bireyin kendini tanımasını, ilişkileri tanımlamayı, zamanı yaşamayı vs. hayatın her alanını kuşatan her şeyde başarılı olmanın anahtarını elimize uzatırken besleneceği her kaynağı kullanıyor. Modern hayatın karmaşasında yitirilen yaşamların çoğunluğu nedeniyle de kişisel gelişim kitapları ilgili maalesef topluyor. Ciddi çalışmalar ise kişisel gelişim ve popüler kültürün ürünü kitapların gölgesinde kalıyor. Hatta bir zamanlar önemli eserler vermeye çalışan yazarlar, kitapları satılmadığı ve düşünceleri ilgi görmediği için çalışmalarının rotasını kişisel gelişime çevirdiler. Öyle ki bu yazarlar, yazdıklarına inanmadıkları gibi yazdıklarını önemsemiyorlar. Sadece para kazanma amacı güdüyorlar. Ama kitleler, yazarların bile inanmadan ve maddi kaygılarla yazdığı kitapları akbabalar gibi kapışmaktalar.

Kişisel gelişim sektörü, bulduğu her malzemeyi kendine yontmakta maharetli. Yorucu olmayan, zaman almayan bir uğraş olduğu için kişisel gelişim alanında yazı yazmak çok zor değil. Öyle ki bazı kitaplar, internet sayesinde bir ayda hatta bir haftada yazılmakta. Tabii kitaplara alınan yazılar, doğru dürüst okunmadan okura sunulmakta. Aldatmacanın birer ürünü olan bu kitaplar ister baskı üzerine baskı yapsın isterse iki ay sonra raflarda kaybolsun yayıncı ve yazar için fark etmiyor. Önemli olan satılan kitaplarda elde edilen kardır. Yazarın veya yayıncının toplumu ve bireyi düşündüğü yok. Yazılanların yaşanabilirliği gündeme bile alınmıyor. Olan okura olmaktadır.

Son dönemlerde kişisel gelişim sektörü, bakir bir alana el attı. Bu, toplumumuzda pek ilgi görmeyen, kitapları ikinci baskı yüzü görmeyen doğu felsefesidir. Doğu felsefenin ezoterik metinlerinin ağır oluşu ve toplumumuzun doğu kültürüne yabancılığı ilgiyi azaltıyor. Tabii buna batı eksenli kitapların piyasayı kuşatmasını da ekleyebiliriz. Tabii kişisel gelişim uzmanlarının elinden bir şey kaçmıyor. Hemen doğu felsefesine el attılar. Bizim anlamadığımız, yaşam standartlarına ulaşması zor olan doğu yaşam kültürünü bizim için anlaşılır hale getirdiler. Hem de pratik yöntemler ve maddeler halinde. Sağ olsunlar, iyi anlayalım, güzel yaşayalım ve yaşamımız boyunca mutlu olalım diye ellerinden geleni yapıyorlar. Art niyetli olmamak gerekiyor, bizi mutlu ederlerse bizde onlara bu hizmetleri karşılığında bağışlayacağımız paralarla onlara hem teşekkür eder hem de onları mutlu ederiz. Onların bütün bu deha ürünü (?) sonsuz yaşam ritüellerine ihtiyaçları yok. Onlar bunları aşmış durumdalar. Nirvanaya varmışlar da bizim gibi çaresiz, mutsuz, başarısız, hayatı alt üst olmuş, acılarla kıvranan, hayatın ‘H’sınden anlamayanlara yardım elini uzatmak için nirvanayı ret etmişler. Sonsuzluğu bizim için ret etmek ne demek, bizde bu fedakârlıkları karşısında âcizane de olsa birkaç kuruşumuzu artık gözümüzü kırpmadan uzatalım. Ne olacak yani. Ee bu iyiliği herkes yapmaz. Olur ki dostlarımızla kavga eder, küseriz bize doğru yolu kim gösterecek? Olur ki işlerimizi yüzümüze gözümüze bulaştırır; iflas ederiz. İşleri tekrar düzeltme ve zengin olmanın yollarını kim gösterecek? Hani olur ki bunalıma gireriz, hayata küseriz. Bize kendimizi tanımanın yollarını kim gösterecek. Sağ olsunlar, bizim yorulmamızı, üzülmemizi istemeyen kişisel gelişim uzmanları önümüzü aydınlatıyorlar.

Kişisel gelişimcilerin el attığı her şey basitleşiyor. Değer kaybediyor. Önemsizlik havası vermektedir. Dolaysıyla upanişatlar, vedalar ve bagavadgita gibi anlam derinliği olan metinlerin ve gizemli, mistik doğunun değerleri etrafa bu kadar savrulmamalıdır. Bunları doğu felsefesini savunmak için söylemiyorum. Sadece kişisel gelişicilerin hızlarını alamadıklarını ve bu gidişle kültürel değerleri ve inançları maddiyat adına parçalamaktadırlar. Her kılığa ve renge girenlerin çalışmaları, yarınlarda değerlerin ortadan kalkmasına yönelik olacaktır.

Şişirilmiş bireylerle, toplumlar ve kültürler var olamaz. Ama kişisel gelişimciler temeli boşluk olan fikirlerle insanları zehirlemeye çalışmaktadırlar. Şişirilmiş ve aldatılan zihinler yarınlarda kendi gerçekleriyle yüzleştiklerinde hayal kırıklıkları yaşanacaktır. Bu da daha kötü sonuçlar oluşturacaktır.

Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com

Başa Dön