Devlet Adamına Öğüt...

“Olduğun işte gerçek değerine göre davranıp, giyside, hizmet adamlarında ve gösterişte ifrata (aşırıya) gitmeyeler”.

yazı resimYZ

Defterdar Sarı Mehmet Paşa “Devlet Adamlarına Öğütler”* adlı kitabın yazarı. 1714 ile 1717 tarihleri arasında yazılmış bir kitap bu. Okuduğunuz da içindekilerin günümüzde de geçerli olduğunu görmek düşünebilen insanları umutsuzluğa sürüklüyor adeta.
Sarı Mehmet paşa kitabı yazarken acaba bugünü ne kadar ve ne ölçüde hayal edebilmişti bilinmez, ama vicdan sahibi devlet adamlığının nasıl olması gerektiğini hatırlatacak öğütleri var kitabında. Fakat vicdanı olmayanlara nasıl öğüt verilebilir ki. O öğütlerden önce belki de öğretilmesi gereken; “vicdan sahibi nasıl olunur ve niçin vicdan sahibi olunmalıdır” değil mi?
***
“Dünya makamı aldığında o yer için bahta güvenerek sakın ola böbürlenme ve makamda olmadığın içinde elem ve keder çekme” diyor yazar. Hadi bakalım bunun günümüzde geçerli olmadığını söyleyin.
Sonra şöyle diyor paşa; “Olduğun işte gerçek değerine göre davranıp, giyside, hizmet adamlarında ve gösterişte ifrata (aşırıya) gitmeyeler”. Yazarın bu öğüdüne naçizane bir katkımız da bizim olsun; sabah ne giyeceğini, saçlarını nasıl tarayacağını, takım elbisesinin rengine uygun olan sigarayı nasıl temin edeceği gibi hususları düşünmeye ayıracağı zamanın esas işine ayıracağı zamandan fazla olması gerekir bir idarecinin. Hem idareciliğin hem de adamlığın giyim kuşamla olabileceğini düşünenlereydi bu cümle.
Devam ediyor paşa; “dışını süsleme ki dış süsü içi harap olmaktan olur. Zenginliğe ve dünya makamına mağrur olma. Kalbin her zaman hazin ve vücudun uryan, gözlerin ağlayıcı ve işin halis, duan yalvarıcı ve elbisen eski ve hafif gerek”.
“Makamları belli mevki sahibi kimselere vereler, dünyada olup bitenlerden haberdar olmayıp başaramayacak olanlara vermeyeler. Kayırma, rica ve yahut rüşvetle iş vermeyeler.”
Bu nasihatinde günümüzle ne alakası var diyebilir misiniz?
1714 yılında yazılan bu kitapta bir ilginç cümle daha; “gerçi bu zamanda sadık dost gayet azdır, hemen hemen yok gibidir. Ancak rahatlık zamanında lezzet almak için yaklaşırlar”. Buyurun! Nereden nereye. Çevrenize bir bakın bakalım değişen neler?
Osmanlı o çöküş dönemlerinde bu devlet adamını ve öğütlerini belli ki hiç dikkate almamış… Üstelik bu devlet adamını Selanik valisi bulunduğu sırada “Vilayet halkını tazyik etmekle” suçlandırılarak tutuklayıp daha sonrada başka suçlamaları da ilave edip idam etmişler. Başı İstanbul’a getirilmiş, vücudu ise Kavala da gömülmüş.
O meşhur atasözümüz “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” Defterdar Sarı Mehmet paşa’nın döneminde pek bilinmiyordu herhalde. Doğruyu söyleyeni köyden kovmamış bulunduğu köye gömmüşler.
İdam edilen bu Paşanın kitabının son cümlesi ise ”Yüce Tanrı, devletimin mutlular bahçesini, güzel tedbirler süpürgesiyle, hainlerin taarruz çörçöpünden arı kılsın ve temizlesin” şeklindedir. Yapabileceğimiz sadece bu cümleye “Amin” demekle mi kalacak.

* Devlet adamlarına öğütler, Defterdar Sarı Mehmet Paşa, (Sadeleştiren H.Ragıp Uğural, Kültür Bakanlığı yayınları.
(Gürsel ÇOLAKOĞLU -Karadeniz Gazetesi, Şubat-2007)

Başa Dön