Usandım da yar dilinden, zülfünden
Dünyayı ehline bırakıpı yollara düştüm
Hızla bitip tükenirken kalbimin ilmi
Okudum alınyazımı görüntüsünden
Medet ! Hem yandım hem üşüdüm
Bu nasıl bir hal çözdü lâl olmuş dilimi
Tenime haramilerin nefesi değmiş
Bildim ölmeden olunmazmış meğer
Marifet değilken nefsimi sınamak
Ah bu hayat ne kadar naifmiş
Gördüm etimin tenindeymiş değer
Ya da için için kül olmadan yanmak
Mum alevinden sahra, pervane
Döner içimde hep aynı terennüm
Makbûlum etinde zehir ruhta vuslat
Can içre sürgün göçebe ve divane
Dervişim söyle bu nasıl bir ölüm
Dokundukça çoğalıyor; heyhat!
Ey kalbinden pınarlar açılan derviş!
Yuğ beni sonra yak, sonra kül et beni