Derin - Lik - Lerin Algılanış

Hep çeker sizi sanki bir koku, aşktan, sevgiden belki de mutluluktan gelen ılık bir rüzgar taşır onu, diğer yandan kaynağını acıdan, kederden belki de hüzünden gelen soğuk bir fırtına doğurmuştur...

yazı resim

Derin-lik-lerin algılanışı, insanları birbirinden ayıran en ince anlayış ya da hissedişlerden biri. Görünmezler, su kadar duru olmayan hiçbir ortamda, uzanamazsınız... Kendinizi içine atarsınız ve asla düşmezsiniz eğer farkındaysanız oraya indiğinizin. Hep çeker sizi sanki bir koku, aşktan, sevgiden belki de mutluluktan gelen ılık bir rüzgar taşır onu, diğer yandan kaynağını acıdan, kederden belki de hüzünden gelen soğuk bir fırtına doğurmuştur... Zaman verimli bir toprağın üzerine yıkılmışken, harabeye dönmüş bir kenti de kaldırır üzerinden nefes alabilemesiniz diye. Hayatı anlatır işte o zamanın derinlikleri, içine sinmiş huzuru kazandırır. Duygularınızı taşırır en kurak yerlerde, vakti saymaksızın...

Göstermez apaçık kendini, göremezler bir çoğu bu gizemi oysa hayat oralarda gizli. Farkı yakalamak ya da farklıyı yaşabilmek onu algılamakla başlar. Hiçbir şey sadece göründüğü gibi sıradan olmamalı. Onları öyle görmek derinlerini hissedememek hayatı yok saymak, yaşamamak demek. Biliyor musunuz bazen kendinizi kaybedesiniz gelir derinlerde, herkesten ve herşeyden uzak dinleyin onun mırıldanışını,sessizliğinde arada bir çıkan uğultusunu. Galiba sen ne kadar derinsen onlarda o kadar çok çekiyor ve seviyor seni...

Derinlikler gerçekleri sindiriyor içine. Ama gerçeklere uzanan yolları görebilenler derinliklerden korkup kaçmayanlar zaten kendi derinliklerini bilenler ve ona zaman ayıranlar için hiç de sorun değil dolaşmak oralarda. Sadece görebildiklerinin var olduğunu düşünenler için birer hayalden, yanılsamadan ibaret derinlikler. Alalede somutluklar dışındakileri algılama yetilerini kaybetmişler. Gökyüzüne her baktığında mavi,doğada her bulunduğunda yeşil, güneş her doğuşunda sarı ve kan her akışında kırmızı onlar için. Bazen, gökyüzü karanlıktır derinliğinde zor tutar ağlamamak için kendini, doğa küsüverir grileşir mis gibi kokusunu yitirmek üzeredir ama bunu derinliklerine gizler, güneş ise bazen hiç doğmaz kaçma çabası nedendir sanırsınız bulutların ardına kendi derinliklerini ısıtır arada, kan uğruna akarsa sevginin alyuvarlar görevini yaparken kıpkırmızıdır rengi yoksa hep diğer maddelerden alır rengini, derinlerinde ise herkese has bir rengi vardır. Azalan sayımızda yok olup gitmeyiz belki ama kaçarız onlardan çaresizce ve onlar adına üzüntüyle. Bir yenilgi değil,bir korkaklık hiç değil, sebebi, yorgunluk ve bir zamanlar yaşanılamayan derinlikler...

Hep insanlara adamadık mı kendimizi, onlara da birşeyler kazandırmak yolunda canımızdan bedenimizden vermedik mi? Kendi dertlerimize taş basıp, kırık dökük bırakıp her yanımızı onları sarıp sarmalamadık mı? Dinlenmeye ihtiyaç duyduk sonunda başbaşayız yıllardır kendimizle. Dünya yuvarlaklığı kaçınılmaz da olsa en azından meteorların yarattığı çıkıntılar da susarakta olsa gerçek sevgiyi taşıyan birileri vardır ümit ederim. Şimdilerde doğa gerçekliğiyle çekiyor bizi içine, sessiz anlamlı derinliğine,o da biliyor biz ona muhtaç o da bize, bir tutam beklentisiz duygu ve değer umuduyla...!

Başa Dön