I
ben çok sevdim sana
“seni seviyorum” demeyi
sabaha uyandım masmavi bir güneşle
“seni seviyorum”
kuşlar kondu pencereme
kuşlara ekmek verdim
kaçmadılar benden
“seni seviyorum”
simitçi çocuk
sanki “seni seviyorum” diye bağırıyordu
simitler gül kokuyordu
sen olunca işin içinde
işin rengi mavileşiyordu
fırtınalar ıslıklarını çalarken penceremde
yağmur damlaları pıt pıt
“seni seviyorum” makamında
yüreğime damlıyordu
aynada suretim
suretimde gözlerinin izi
rüzgâr ta oralardan
senin kokunu getiriyordu
dağ çiçeklerinin kokusuna
senin kokun karışıyordu
II
ben çok sevdim sana
“seni seviyorum” demeyi
işimde gücümdeyken gündüz vakti
dağlar dağ gibi yükseliyordu
dağlar gökyüzünden
maviler topluyordu
hani şair olsam
her harfine şiirin
“seni seviyorum”u sığdırırdım
yine de sen
böyle bir olasılık olduğunu unutma
serçelerin konduğu dizelerde
“seni seviyorum” kokabilir şiirler
başkaları yazsa da
aslında
beni anlatıyor şairler
rahatım bu yüzden
“seni seviyorum” ya
bu bana yeter
bak mesela
hani yoksun ya yanımda
yine de bak sen
hani ben doğmuşum ya yılın bu gününde
ne iyi etmiş anam beni doğurmakla
eli öpülesi kadınmış
anladım bunu
yoksa nasıl görürdüm
bakışlarında gül koktuğunu
böyle rahat
böyle içimde kuş cıvıltıları
böyle gözlerimde sabah güneşi
yüreğimde tarifsiz bir heyecanla
ben çok sevdim sana
“seni seviyorum” demeyi