Çocukluk Arkadaşım Halil

... hala çocukluğumun çizgi filmi 'Vikingler'in müziği bana o tanıdık duyguyu ve seni hatırlatır.

yazı resim

ÇOCUKLUK ARKADAŞIM HALİLprefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /

Şehrin ortasında apartman dairesinde oturuyorduk büyükannemler ise ara sokak denebilecek, çocukların rahat rahat oynayabileceği yerleri olan bir sokakta. Yaşıtım bir sürü arkadaşım vardı. Sonradan, bana çok mutlu bir çocukluk geçirdiğimi söyleten o mahallede geçen yıllarımdır. İlkokul arkadaşlarımın çoğunu unuttum ilkokul sıraları benim için toz pembe hatıralar değil, ama o mahalle ah...orada gerçekten çok mutluydum.Kısa süreli arkadaşlıklar bile olsa orada edindiğim her arkadaşımı hatırlıyorum.. Her biri ayrı ayrı yazımın satırlarında anılmaya değerler, ancak bunu başka zamana erteleyipözellikle birinden bahsetmek istiyorum.

Büyükannemlerin evlerinin beş ev kadar üzerinde kalıyordu. 'Kalıyordu' diyorum çünkü ailesinin yanında değildi. Hollanda'da olan ailesi sanırım eğitimi yarıda kalmasın diye onu amcasına emanet etmişlerdi. Çocukluk arkadaşlarımın çoğunu simaen hatırlamama rağmen çok sevdiğim bu arkadaşımı çok istememe rağmen hatırlayamıyorum. Aynı yaştaydık. RamazanAğustos'a denk gelmişti ve her ikimizde dokuz yaşının verdiği kararlılıkla dilimiz bir karış dışarıda oruç tutmaya çalışıyorduk. Ayrıca o kurbanlık koyunları otlatmak zorundaydı. Buna mecbur mu tutuluyordu yoksa severek mi yapardı bilmiyorum ama ben yengesinin bir keresinde 'Eğer koyunlara iyi göz kulak olmazsa kulaklarının çekileceği' yolundaki ikazı üzerine zavallı çocuğa zorla koyun güttürüldüğü hissine kapılmıştım. Halbuki bir oğlan çocuğunun kendi mahallesinde koyunları otlatmasının ne gibi bir külfeti olabilir? Hafızam nedense hep ikimizin yalnız olduğu zamanları hatırlıyor. Ya o yaz başka çocuklar bir yerlere gitmişlerdi ya da ikimiz özellikle yalnız kalmaya çalışıyorduk. Halil koyunları dışarıya çıkarttığı zaman beni de çağırırdı yada bizim kapının önündeki otlara gelir, ben de onu görünce dışarıya çıkardım. Ayrılışımız içimde hep ukde olarak kalmıştır.

Bir sabah apar topar yazlığa götürüldüm. Ona veda bile edememiştim. Babam serbest çalışan bir doktordu. Hafta araları çalışıp, hafta sonları yazlığa gelirdi ve ben yazlıkta geçen tüm bir haftayı hafta sonu olup, babamla geri dönmek ve ona neden veda bile edemeden ortadan kaybolduğumun açıklamasını yapmak düşüncesiyle grup vakitleri hüzünlenerek geçirdim. Ancak, tasarladığım gibi geri döndüğümde bu sefer de o Hollanda’ya götürülmüştü. Meğer son koyun güdüşümüz son karşılaşmamızmış.

Yıllar sonra öğrendim ki hala Hollanda'da.

Halil! Çocukluk arkadaşım. Sana veda edemediğim için ne kadar üzülmüştüm bir bilsen...Ve hala çocukluğumun çizgi filmi 'Vikingler'in müziği bana o tanıdık duyguyu ve seni hatırlatır.

Başa Dön