ÇOCUKLAR
Son zamanlarda en keyifli sohbetleri yeğenim ile yapar oldum.Sorduğu sorulara, anlattığı hikayelere gülmekten hiçbir iş yapamaz oldum.Aslında moralimin çok bozuk olduğu bu dönemime ilaç oldu Serhatım.
Onun henüz bir aylık olan bir kardeşi var ve şu aralar tek çocukken, bir anda ‘abi’ sıfatının yükünü kaldırmakta güçlük çekiyor. Çok sıkıldığını iddia ederek bize taşınmasına en çok annem ve ben sevindik.Kardeşinin de onu uğurladığını hatta el salladığını anlattığı anılarına ‘Aaaa ne hoş’ derken annemle birbirimize bakar olduk.
Televizyon kumandasını tekeline alışına, sevdiği dizi bittiğinde ‘Nedeeeeeeeeeeeen bitti?’ diye ağlayışına, ‘Hala, trip yapmak ne demek, mimar ne demek, sen neden yüzünü devamlı boyuyorsun?’ gibi sorularına cevap aramak bile çok keyifli. Evimize neşe geldi.
Bugün ona evlerinde televizyonda ne izlediklerini sordum.Aynen aktarıyorum.
‘Şimdi eve ben geldiğimde bilgisayarda bişey izlemek istemezsem televizyonu açıyorum.Çizgi film, çizgi film, çizgi film, çizgi film diyorum annemle babamda film, film, film diyorlar’
‘Eeee, sonra ne izliyorsunuz halam?’
‘Annemle babam da çizgi film izliyorlar’ dedi.Bu bir uyarıydı ‘Eğer benim istediğim kanal dışında bir şey izlemek istersen, annemle babam bunu başaramadı sen de başaramazsın, hiç uğraşma bence!’ demekti.Ben haddimi bilirim yahu.
Evde birinin biraz daha otoriter olması konusundaki araştırmalar sonucunda bu görevin bana tahsis edilmesi canımı sıkmakta.Yemek konusundaki ağıtlarda annemin ‘Yardım et lütfen’ bakışlarını üzerimde hissettiğimde ‘Ne oluyor yine, neden anne yemek yenmiyor?’ diyebiliyorum sadece.Kıyamıyorum.
Anne olma ihtimalimi düşünüce, bu işin beni aştığına karar verdim.Keyifli bir o kadar da hassas bir görev sanki.Bir bedenin nefes almasına aracılık yapıp, canınızdan bir can dünyaya getirmek zaten çok ilginç. Anne olmak? Hoş olabilirdi. Eee, evlilik yaşını da geçme sınırındayım, bu konuyu düşünmek lazım:)