Kimse çocuk kalamıyor işte.. hep keşkelerin duvarlarına çarpıyor geçmişteki o masum saf ve tertemiz günler. Düzenin, sistemin o kara lekesi ellerimize yapışmadığı yılların temizliğini saklıyor hala yürekler hatıralara dalınca usulca. Kimi zaman gözlerimiz nemleniyor kimi zamansa sesimiz titriyor anlaşılmazcasına yada yüreğimiz sanki yerinden çıkıverecekmiş gibi oluyor öyle çocuksu bir heyecanla. Nerede olduğumuzu ne olduğumuzu neler yaşadığımıza aldırmadan öylece dizlerimizin tozunu silip koşuyoruz dostlarımıza arkadaşlarımıza. Sanki “ Hadi takımı kurduk bir eksiğimiz var” dercesine çağırıyoruz arkadaşlarımızı yüreklice belki bir sigara paketini bir öğleden sonra hangi bahçe arasında bitirmenin telaşı sarıyor o anda yüreklerimizi.
Taze bir neşe sarıyor yürekleri tap taze ve sanki okulun açılmasını beklercesine bekleniyor o buluşma. Ve sanki siyah ve mavi önlükler yeniden sandıklardan çıkıyor. Siyah küçük ayakkabılar kapının girişindeki yerlerini alıyor heyecanla. Belki üzerimize olmayacak o mavi önlükler o siyah ayakkabılar ama yüreklerimize giydirip geleceğiz öylece çocukça, öylece çıkarsız ve masum. Gözlerimiz ışıl ışıl olacak, o sistemin omuzlarımıza yüklediği ağır var olma yükünü borcu, derdi, tasayı hiçe sayacağız beklide. Yıllardır unutulan o çocukluğu yaşayacağız yeniden ve sadece saatlere sığdırarak. Tükenmesin isteyeceğiz eminim o zamanın yavaş yavaş aksın isteyeceğiz geçmesin dediğimizde olacak beklide. Kahkahalar, tebessümler havada uçuşurken gözümüz saatte olacak yeniden var ettiğimiz o masumluğu elden kaçırmamak adına.
“Biz büyüdük ve kirlendi dünya “ diyeceğiz beklide hep birlikte… belki bir arkadaş o geçmişten kalan bir tebessümü yeniden canlandırarak “kara sevda kara sevda dedikleri daha ne olabilir ki” diyecek hiç kimsenin bilmediği bir tonda... ve bir anda kısacık bir zamanda yaşanılacak o geride kalan yıllar… Hani teneffüs zili çalarda sınıfın kapısına akın ederdik ya delice yada ne bileyim o beş on dakikalık zamanda takım kurarda top oynardık yada önümüze gelene çarpardık ya cırtlak seslerimizle ve yine bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle sınıflara dolar aynı enerjiyle sesimizi tüm koridor dinlerdi ya sanırım yine öyle olacak. Sınıf başkanı olmayacak adımızı çok konuşuyoruz diye tahtaya yazan ve öğretmen gelirken arkadaşlarına kıyamayıp bir çırpıda tüm listeyi silen. Ne bileyim en güzeli de yazılı yoklama yada sözlü yoklama olmayacağız ha ne dersiniz?
Sadece kısa bir çay molasında o siyah önlüğü tekrar giymeni heyecanıyla yürekten dökülen kelimelerin paylaşılmasıydı beklide bu yaşama dair. Evet toplanıyoruz.. Kalbimize geçmişten gelen kırgınlıkları taşıyarak belki ama bu sefer bırakalım tüm kırgınlıkları tüm acıları tüm yaşanmaması gereken yaşanmışlıkları. Sanki yaşanmamışçasına ve sanki o günleri soluyarak yine delice koşalım bitmeyen tükenmeyen enerjimizle. Birlikte olmaya ve birlik olmaya…. Çocuk kalamadık ama bir gün bile olsa o çocukluğu yeniden yaşamaya koşalım ha ne dersiniz?
www.hamzaekiz.com