Özür Diliyorum!..

Özür Diledim ya işte; Daha ne?

yazı resim

Yılmak mıydı bize düşen? Yoksa sessizce beklemek mi? Yoksa derin bir nefes çekip aklımızdan geçenleri yutmak mıydı? Bilinmez ama görünen oki hem yıldık, hem sessizce bekledik ve derin bir nefes çekip yuttuk aklımızdan geçenleri. Böyle olmamalıydı aslında. Haykırmalıydık gerçekleri; fakat haykırdık ta ne oldu öyle değil mi? Haykırdığımız kadar suçlu olduk ve gerçeklerimiz kadar horlandık biz. Kimilerinin yalanları cazip geldi kimilerine, kimilerinin makamlarının yüzü suyu hürmetine aferim denildi ve kimileri diplomalarıyla adam oldular da biz gerçeklerimizle adam olamadık. İnsanın içini acıtan en vahim olaysa yanlışların karşısında el pençe divan duranlar olur olmadık şirinliklere kananlar ve dahası kendi öz benlikleriyle çelişenler bizim karşımızda Kaplan kesildiler. Bir mum alevi hoyratlığındaydılar olsa, üflesek orada bitecekti kaplanlıkları yada bir kelimede hapsolacaklardı yalancı özgürlüğün peşi sıra koşarken oysa biz yutkunmayı seçtik her defasında ve onlar kaplanlıklarıyla kaldılar zulmün, çıkarcının işbirlikçinin yanında.
Yine kınında çıktı bu çelik uçlu mızrap ve olanca keskinliğiyle savruluyor etrafa. Kimin canını yakacak kimin kalbini kanatacak diye aldırış etmeden savruluyor yine. Oysa bize öğretilen bumuydu? Alçak gönüllü olacaktık, İncilsekte incitmeyecektik ya hani . ve neşeli ve bonkör ve alabildiğine esprili olacaktık.. Olamadık. Oldurmadılar beklide. Yada olmak istemedik. Özür dilerim. Özür dilerim yalanların savunucularından, gerçek karşısında kör olanlardan ve özür dilerim makam mevki delisi yalakalardan ve dahası özür dilerim bizi biz yapan değerleri hiçe sayıp bizimle dalga geçer gibi konuşup suskun kalamadıklarımdan. Ve özür dilerim, beni ben yapan toplum içinde bile asi duruşumdan ve özür dilerim bu asilik içinde kırdığım kalplerden ve tekrar tekrar özür dilerim Hz. Ali efendimizin Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır!... sözüne biat edip haksızlığın önünde haykırışlarımdan. Ve özür dilerim baş tacı insanların karşısında çenemi tutamamaktan ve özür dilerim misafirperver olamamaktan.
Dedim ya kınında çıktı bu çelik uçlu mızrap diye. Aldım elime ve saplıyorum yüreğime yüreğime. Kimseye aldırış etmeden, kimseyi horlamadan hakir görmeden. Ve yine saplıyorum yüreğime kırdığım her kalbin acısını yaşamak adına. Ama bir anda acılarım umutsuzluğa bürünüyor ve öylece anlamsızlaşıyor benliğimde beliren yüzler. Sessiz sedasız kaybolmak istiyorum o yüzlerin arasından ve hiç konuşmamak alabildiğine susmak ve alabildiğine uzak durmak istiyorum ama olmuyor. Neyse diyorsum her defasında bu sefer olacak diye bakıyorum umutla ama maalesef yine olmuyor yine olamıyor. Bakalım. Zaman ilaç ya her şeye ve zamanla geçiyor ya bu kısır döngüler belki geçer diyorum bir neyse nin arkasına sığınarak. İşte o neyse bir çığlık olup büyümeye başlıyor içimde. Derin suskunluklarım öfke deryasına dönüyor kimi saatlerde ve ben bu kimilerine göre lanet olası ben yine haykırıyorum. Neye mi haykırıyorum kimilerinin alıştığı lakin benim hiç ama hiç alışamadığım bu sürece ve bu düzene.
Yine özür diliyorum bir önceki satırlarım için ve yine özür diliyorum bundan sonra yazacaklarım yada yapacaklarım için. Ve yine tekrar tekrar özür diliyorum kimileriniz gibi olamadığım için. VE özür dilemekten utanmıyorum. Çünkü ne bir milletin veklinin yardımı ile ekmeğimi kazandım nede bir selam ile ekmek kazandım. Kimseye eyvallahım olmadığı için özür diliyorum her şeyden önce. Hayata çıkarlarla bakmadığım için özür diliyorum sonra ve çıkarsız değer verdiğim için insanlara sırf bu yüzden bile özür diliyorum sizlerden defalarca. Ha birde son olarak özür diliyorum kimilerinizi kırdığım için acıyan yüreğimden sizleri düşünen beynimden ve size değer veren şu saf yüreğimden.
Başı da sonu da özür dolu bu yazının. Belki benim hayatımın düzeni böyle. Başı sonu ortası yada bir sonraki aşaması. Ben hepinizden dolu dolu özürler diliyorum. Aynı pencerelerden dünyaya bakmadığımız için ve aynı havayı soluyup farklı nefes aldığımız için ve tartışmayı bilemediğimiz için özür diliyorum. Ve sizin güzel yüreklerinizi kırdığım için ama o güzel yüreklerinizin üzerine yapışmış bu sistemin kirini temizleyemediğim için ve dahası beni ben olarak sevdiğiniz ve değer verdiğiniz için ve size onca sıkıntılar yaşattığım için ÖZÜR DİLİYORUM.
Ötesi yok. Yüzünüzden tebesümün eksik olmadığı umutlarınızın türküler kadar canlı kaldığı ve doğruya doğru yanlışa yanlış demeye karşımızdakinin makamına mevkisine bakmadan haykırmaya devam edemediğimiz sürece bu özürleri ben dilemeye devam edeceğim. Ha sizler yani bir kaçınız yani o şu bu yada diğeri hepiniz neyse kim üzerine alındıysa yani. Hepinizden yine Özür diliyor ve ne derseniz deyin ne düşünürseniz düşünün hakkımda İNSAN olduğunuz için ben hepinizi seviyorum. Tek özür dileyen ben olsam da yada siz hep haklı olduğunuzu düşünseniz de yada aslında haklıyı haksızı bir yana bırakalım her defasında merhabalaşmamızın hatırına bile Dedim ya işte ÖZÜR DİLİYORUM

Başa Dön