Geriye alamayacağı tek şey zamandı. Ağızdan çıkan sözden, çarpıp çıkılan kapıdan bile fena.
Parçaları azalıyordu. Yaşıyla ters orantılı bir durum. Hücrelerinin azalması, cildinin elastikiyetini kaybetmesi, çaktırmadan saçlarının ve kaşlarının seyrelmesi gibi...
Hayatının mucizevi bir şekilde değişeceğine inandığı yaşını beklerken üstüne bir üç yıl daha almıştı. Haritaları rafa kaldırdı. Kaçış planlarını iptal etti. Bitiyordu ağır ağır ve biliyordu bunu. Olmaz dediği her şeyi kabul etmişti. Ne zaman olmuştu, kim imzalatmıştı bu sözleşmeyi. Tüm maddeleri ruhunun ilkelerine aykırıydı. Çok kırık, mikro kırıklarla doluydu kalbi.
Ne zaman bu hale gelmişlerdi. Çift kişilik yatakta iki ayrı kişi olmuşlardı sonunda. Hayat...
Koyu bir kahve gibi sert uyandı o sabah. Yüzmeyi biliyordu, biraz su yutunca anladı. Uçmayı da biliyordu, yüksekten düşerken açılıverdi kanatları. Ölmedi. Bir ağaca kondu. İsteyince yırtıcı bir kuş olabiliyordu. Bütün bunlar olurken saate baktı. Hala uyanıktı. Çift kişilik yatakta 'hala' iki kişiydiler. 'Hala' yalnızdı. Yatak kocaman bir labirente dönüştü. Çıkışı bulamıyordu. Bir nefes daha vardı ona ait olmayan. Yanına doğru gitmeye çalışıyordu, olmuyordu. Yatakta kayboldu. Gözlerini kapatıp güzel şeyler düşünmeyi denedi. Aslında her şey güzeldi de göremeyecek kadar mı kaybolmuştu. Kocaman bir ormana dönüştü yatak. Ormanın derinliklerinden nefesini duyuyordu yine onun. Uzun uzun ağaçlar, sarmaşıklar ve kertenkeleler...Bir baykuş ötüyordu. Koştu. Sis çöküyordu bulamadı onu. Bir ağacın dibinde oturdu nefes nefese. Ter içinde...Orada uyuya kaldı. Uyandığında gün doğmamıştı. Bir yük gemisinin sesini duydu. Uçsuz bir denizde buldu kendini. Yüzgeçleri çıkmıştı. Suya daldı. Hiç bu kadar özgür hissetmiş miydi...Bir balık sürüsünün peşine takıldı. Ait olabilecek miydi? Almadılar zaten aralarına. Sonra yeniden, derinlerden aynı nefesi duydu. Çırpınıp yüzeye attı kendini. Sarılmak istediği 'nefesi' kollarının arasından dalgalarla geçip gitti.
Çift Kişilik Yatak
Bir balık sürüsünün peşine takıldı. Ait olabilecek miydi? Almadılar zaten aralarına. Sonra yeniden, derinlerden aynı nefesi duydu. Çırpınıp yüzeye attı kendini. Sarılmak istediği 'nefesi' kollarının arasından dalgalarla geçip gitti.