Cesetler uyanıp, düşler öldüğünde!
Aşk kayboluştur
Vahdet-î vücûd içinde
Kayboluş ki kendini buluştur
Ervah-ı sücûd içinde
Tepesi karlı dağların eteklerine
Sisler tül gibi örtüldüğünde
Alacakaranlığında gecenin
Sabâ makamı uykuları böldüğünde
Aşk, hemhâl oluştur
Cesetler uyanıp, düşler öldüğünde!
Aşk lâl'casına susuştur
Hayat denen hengâme içinde.
Suskunluk ki, sessizliğe yokuştur
Bütün sesler bigâne kalır içinde
Cehennem kapılarını araladığı zaman
Bir kevser tadını arayıştır
Sur'a üçüncü kez üfürüldüğü zaman
Can olup bedene varıştır
Aşka vuslat derler
Ateşin üşüyüp suların yandığı zaman
Aşk kayboluştur
Vahdet-î vücûd içinde
Kayboluş ki kendini buluştur
Ervah-ı sücûd içinde
Misakta 'elestü bi Rabbikum'
Diye sorulduğunda
Zikre dalarken çöldeki kum
Kalu bela, diye bağırıldığında
Aşk şahit oluştur
Mizan terazisi kurulduğunda
Aşk lâl'casına susuştur
Hayat denen hengâme içinde.
Suskunluk ki, sessizliğe yokuştur
Bütün sesler bigâne kalır içinde
Yavuz Bal