Çatılar
Yalnızdı bir yamaçta kök sürmüş ağaç
Çalı, makilik alan, ardıçlar
Suskundu yağmuru dinmiş akşam,
Düzlükte el açmış çam ağaçları
Dal ucunda çizgi, çizgi
Ormanın derinliklerinde yalanmış gözler.
Şimşekler çakıyordu
Gece orman içlerinde hayaletler gibi yansıyan
Doldurdu gök gürültüsünü içine,
Ağaç diplerine gömerek
-Gök şahidim,
Bu deniz bizimdi,
Doğan gün, kaybolan kızıllıklar
Bu sahil, bu göl, bu orman, tüm yeşillikler,
Kent, kasaba, tüm dünya...
Çatılar çizerdik ve de tüten bacalar
Renkli kalemler bizimdi,
Yarım değil, on iki renk
Göğü biz, güneşi biz boyardık
Koyun kuzu, köylü kızı,
Al benekli eteğiyle, rengi rengine…
Masallar dinleyin bizi,
Adına hükümler verilen orman,
Avuç, avuç suyu içilen pınar,
Konukların göç yolları,
Konuşun, konuşun söyleyin bizi.
Set olan dikenli kök
Tükenen kış, baharı bekleyen çiçek
Kuraklık, karga sesi haykırış,
Ölümüne gidiyor,
Umutlar, son ve başlangıç.
Mevsimler ara vermeyin
Kalp atışlarınca yakınken
Bağlılığa yeminin,
Gene bizimle ol, sensin benim tek tesellim
Minik böceklerden,
Yıldız çiçeklerine dek.