12-13 Ağustos ve gene bir Perseid göktaşı yağmuruyla aramızdayız... Geçen yıl da süzülmüştük... Bu taşlar gene aynı yerde bu arada... Ve biz bu gece de aralarından süzülmeyi sürdüreceğiz dünyalılar olarak.
Günümüzde iyice farklılıkları sivriltmeye çalışan kimi akıl yoksunlarına karşın, gayet abidik kubidik güneşimizdeki, ufacık ve gayet sıradan dünyamız, gayet sıradan göktaşlarının arasından, birkaç milyar yaptığı gibi gayet aynı şekilde ve farksız bir süzülüş gerçekleştirecek.
Gökten taşlar başımıza Haitilisi, Çinlisi, Bolivyalısı, Hintlisi, Aborjini, Kamboçyalısı demeden düşecek.
Bizse gene o taşları yerden alıp alıp birbirimizin kafasına atacağız...
* * *
Aşağıdaki çizgi güneş sistemimizin yaşını temsil ediyor. Uzunluğu 45 nokta. 4.5 milyar yıl anlamında.
İki noktanın arası 100 milyon yıla denk geliyor... Uygar insan dediğimiz bizlerin uygarlık yaşı ise 6000 yıl kadar. Yani aşağıdaki en son iki noktanın arasındaki mesafenin 16666'da biri kadar en sağdaki mikro zamandır varız:
.............................................
En sağdaki iki noktanın 16666'da 1'i kadardır...
Ve bu ayrımcı kafasızlıkla belki de uzayda leb-i evren bir yazlık bile yapamadan tarihten silinip gideceğiz...
Farklılıkları sivriltenlerle, obsidyen taş sivriltip birbirinin kafasını yaran mağara adamları arasında bir fark olmasa gerek...
Evet... Bu gece de başımızı göğe çevirip, 6000 yıl önceki insanlarla aynı hislerle bakabiliriz gökten düşen taşlara...
Ve sorarız belki gene, bu taş kafama niye atıldı diye...
İlker Fıçıcılar
13 Ağustos 2010