Boş ve Amaçsız İşlerden Kaçınmak: İnsan ve Ahiret Perspektifi

İnsanın hayatında en kıymetli sermayesi, şüphesiz zamanıdır. Ancak bu zaman, çoğu zaman fark edilmeden, boş ve amaçsız uğraşlarla heba edilmektedir. Günümüzde, özellikle medya ve televizyon aracılığıyla insanlara sürekli olarak sunulan cinayet programları, dedikodu içerikleri ve amaçsız tartışma programları, bireyin ne dünya hayatına ne de ahiretine bir katkı sağlamaktadır. Bu tür programlar, insanları sadece oyalar ve asıl hedeflerinden uzaklaştırır.

yazı resimYZ

Kovulmuş şeytandan Allaha sığınırız.
Rahman ve Rahim Allahın adıyla:
Şu hâlde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. (İnşirâh Suresi 7. Ayet)
İnsanın hayatında en kıymetli sermayesi, şüphesiz zamanıdır. Ancak bu zaman, çoğu zaman fark edilmeden, boş ve amaçsız uğraşlarla heba edilmektedir. Günümüzde, özellikle medya ve televizyon aracılığıyla insanlara sürekli olarak sunulan cinayet programları, dedikodu içerikleri ve amaçsız tartışma programları, bireyin ne dünya hayatına ne de ahiretine bir katkı sağlamaktadır. Bu tür programlar, insanları sadece oyalar ve asıl hedeflerinden uzaklaştırır.
Bir cinayetin failinin bulunmasının veya detaylarının öğrenilmesinin, bireyin dünya hayatına bir katkısı var mıdır? Cevap basittir: Hayır!
Aynı şekilde, bu bilgilere vakıf olmanın insanın ahiret hayatına bir faydası olur mu? Bu sorunun cevabı da yine hayırdır. İnsan, mahşerde böyle bir soruyla muhatap olmayacaktır. Allah, bizleri dünyada, kendisine ve yarattıklarına karşı sorumluluklarımızdan, ibadetlerimizden ve amel defterimizin içeriğinden sorguya çekecektir.
Bu durum, Lokman Suresinde şöyle ifade edilir:
İnsanlardan öyleleri vardır ki, bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve onu bir eğlence konusu edinmek için sözün 'boş ve amaçsız olanını' satın alırlar. İşte onlar için aşağılatıcı bir azab vardır. (Lokman Suresi 6. Ayet)
Şeytan, insanı doğru yoldan saptırmak için çeşitli hilelere başvurur. Bu hilelerden biri de, bireyi boş ve faydasız işlerle meşgul etmektir. Cinayet programları, anlamsız tartışmalar ve dedikodular, şeytanın insanları hipnoz ederek, asıl gayelerinden uzaklaştırdığı araçlardır. İnsan, zamanını bu tür meşguliyetlerle tüketirken, ibadet, tefekkür, ilim öğrenme gibi asıl sorumluluklarını ihmal eder.
Said Nursinin şu ifadesi bu durumu özetler:
Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur.
Bu uyarı, zamanın kıymetini hatırlatmakla birlikte, insanı lüzumsuz işlerden uzak durmaya davet eder. Ömür, Allah rızası için yapılacak işler, ibadetler ve insanlara faydalı olabilecek faaliyetlerle değerlendirildiğinde anlam kazanır.
İnsanın yaratılış amacı, Allaha kulluk etmektir:
Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyât Suresi 56. Ayet)
Bu doğrultuda, birey, hayatını boş işlerle değil, Allah rızasını kazanacak faaliyetlerle doldurmalıdır. Zamanını ilim öğrenmeye, ibadete, sadaka vermeye, insanlara iyilik yapmaya ve tefekkür etmeye ayırmalıdır. Çünkü dünya hayatı gelip geçicidir ve ahiret için hazırlık yapmak, insanın ebedî saadeti için gereklidir.
Allah, İnşirâh Suresinde şöyle buyurur:
Şu hâlde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. (İnşirâh Suresi 7. Ayet)
Bu ayet, insanın asla boş durmaması gerektiğini, sürekli olarak faydalı işlerle meşgul olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Hayatımızın her anı, bizi Allaha yaklaştıran veya uzaklaştıran bir imtihandır. Şeytanın oyunlarına aldanmamak, hayatımızı faydalı işlerle değerlendirmek ve Allah rızasını kazanmak için çabalamak zorundayız. Boş ve amaçsız işler, insanı gaflete sürükler ve nihayetinde pişmanlık getirir. Bu yüzden, her birimiz kendimize şu soruyu sormalıyız:
Bugün yaptıklarım, hem dünya hem de ahiret hayatıma katkı sağlıyor mu?
Cevabımız evet değilse, yönümüzü ve amellerimizi derhal düzeltmeliyiz. Çünkü ömür kısa, hesap ise büyüktür. Allah hepimizi faydalı işlerle meşgul olan kullarından eylesin.
Ve insan, kendisine neyin fayda verdiğini pekâlâ bilir. (Kıyame Suresi 14. Ayet)

Yorumlar

Başa Dön