Şekerle yıkadım yüzümü
ve gözlerimi kapadım en güzel uykuma.
Papatya tarlalarında koştum bütün gece
ve güneşle uyandık sabaha.
Usulca araladım dünyanın perdelerini…
Yine seni soludum bu sabah.
Ekmeğime gözlerini sürdüm.
Senin ellerinde taktım tokalarımı saçlarıma
ve bu günde sev dedim yüreğime.
Çıktım beni doğuran şehrin sokaklarına
Doğduğum yere baktım
ve bir buket çiçek bıraktım minnetimi bildirmek için.
Takıldım orada burada
ve bir külah dondurma aldım;
Olmayan bademciklerime.
Vitrinlere baktım dolu dolu;
taze kavrulmuş çekirdek çitledim karşılarında...
Ayağım takıldı sendeledim
ve güldü şehrimin en güzel delikanlıları.
Yağmur yağdı dondurmamdan kalan boş külaha
ve şemsiyemi tuttum kafasına.
Sonra gökkuşağı çıktı
bir kedi çırptı tüylerini yağmur sonrası;
bir çocuk gökkuşağını gösterdi babasına
Ve kapandı birinci perde.
Birinci Perde
ekmeğime gözlerini sürdüm