Bir Kuş Olsam

Siz hiç çaresiz kaldınız da olmayacak birşeye sarıldını mı, işte öyle bir öykü.

yazı resim

Siz hiç kuş olmayı düşündünüz mü? Benim bugünlerde en çok istediğim şey bir kuş olmak. Ama öyle muhabbet kuşu filan gibi değil, bir kafeste. Türküdeki gibi Ağrı Dağı’nın eteğinde güvercin de olmak da istemiyorum. Şöyle uzun metrajlı uçabilecek türden olmam lazım. Çünkü işim zor. Çok mesafe kat etmem gerekli onu bulmaya. Kolay mı bütün Dünya’yı didik didik edeceğim. Dayanıklı da olmalıyım, çok farklı iklimlerde, coğrafyalarda dolaşmam gerekebilir.
Ah nasıl bulurum onu? Bu yerleşik hayattan nasıl geçerim göçer hayata, ne yer ne içerim, kuş olmak zor zanaat. Her şeyi göze alıyorum. Ne yapıyor? Mutlu mu? Kimlerle dolaşıyor görmem lazım. Bu özlemi azaltmak ve kalp ağrısını biraz olsun dindirmem lazım.. Yeni bir hayat tarzı bulmaya gittiğini söylerken ne kadar da mutluydu. Böyle giden birine gitme denilir mi? Ben de diyemedim işte. Hiçbir hakkımda yoktu zaten bunu demeye. Birini sadece seviyor olmak böyle bir hak tanımıyor kimseye.
İletişim çağında derdin ne kuş olmayı istiyorsun diye soracaksınız bana biliyorum. Hele yeni yetme olanlarınız, anında Dünya’nın bir ucundan haber alabilenlerden olanlarınız nasılda gülüyordur bana içten içe. Aslında bakmayın böyle dediğime ben de yaptım o sizin bildiklerinizi. Mailler attım, cevap gelmedi. Feysbuklardan takip ettim, her şey limitli kaldı. Zaten gelen cevaplar, yazılanlar ve söylenenler doğru da olmayabilirdi. İnanmazdım bunlara da, gözlerimle görmem gerekiyor her şeyi.. Bu yüzden de kuş olmaktan başka çarem kalmadı.
Bundan sonraki tek çözümüm kuş olmak. Kulağa ne kadar garip geliyor değil mi? Bir çocuk gibi bu saf çareden başka bir şey gelmiyor aklıma. İş yapıyorum, dolaşıyorum, insanlarla konuşuyor, gülüyorum, acıkıyorum, yemek yiyorum, uyuyor, kalkıyorum. Unutamıyorum onu. Hiç bir şey kuş olma hissimi dizginleyemiyor.
Haydi, işte kanatların uç bakalım deseniz hemen başlarım uçmaya. Dağlar, tepeler, şehirler, denizler aşarım, bulurum onu bir yerlerde. Konarım onun beni göremeyeceği bir yere başlarım gözlemlemeye. Ne kadar saçmalıyorum zaten bir kuş değil miydim? Nerden tanıyacak beni. Olsun zaten hepsi saçma değil mi bu yazdıklarımın? Eğer mutsuzsa alırdım kanatlarımın arasına, uçardım geriye mutluluk diyarına., peki ya mutluysa? Geri dönerdim kanadı kırılmış bir kuş olarak hayat tarzını hiçbir zaman değiştiremeyeceğim koskoca memleketime.

Başa Dön