Bir Kervan Geçmekte Krallığımın Önünden

Paylaşmak isteyen de yoktu, anlamak isteyende…Kendi halinde yalnız kalmıştı acımız.Ellerimizden tutan da yoktu, GÖZLERİMİZİ ISITAN DA...

yazı resim

Artık yazılabilecek ne kaldı geriye bilemiyorum.Herşey söylenmişti, yıllar öncesinden esen bir yel gibi yakmıştı yüzümüzü bu katran karası acı.Paylaşmak isteyen de yoktu, anlamak isteyende…Kendi halinde yalnız kalmıştı acımız.Ellerimizden tutan da yoktu, GÖZLERİMİZİ ISITAN DA...Dışarısı buz, dışarısı zemheri, dışarı bir bize soğuk ve kapılar buzdan kilitlerini BİR bize çevirmişler gülüyorlardı.
Anlamsızlaştım artık; ne kendimi tanıyabiliyorum ne de bu insanların üreme içgüdülerinin tavana vurmasını… Nedendir diyorum, neden? Zaman verilecekti hani, zamana karşı bu yarış niye? Hani sen ne kadar korkusuzdun? Korkunun krallığı benimdi,BENDİM, sen yanımdan es geçen kervancı başının kızı.Uzaktı yolunuz biliyorum. Zaman dardı, yıllar çabuk geçmekteydi ve sen…Anlıyorum kervan büyük şehirlere yol almalıydı ve içinde sen olmalıydın.Çünkü sigortasıydın SEN bu yolculuğun. Tüm malı, canı sana emanetti bu göçebe yolcuların. Yazık her yol bitecek, her yol sona varacak ve sen olsan da haramiler kervana saldıracak, sen olmasan da… Koruyamayacaksın bir tekini bile, bir tekini bile alamayacaksın vahşetin elinden….Ama sen bu lisanslı kervanın derme çatma duygularını ne kadar da büyüteceksin içinde. Ne kadar onların hayatını yaşayacaksın, ne kadar ?
Ağladıkların senin için hiç ağladılar mı? Senin için ne yaptılar bu lisanslı, hatta yüksek lisanslı bu kervanın yolcuları…Olsun sen olmalısın bu yolculukta ne olursa olsun, değil mi? Sen sigortasın, sen….Tanı artık kendini, sana bakan yüzlerin diğer yanlarını. Sen varmısın o diğer yanlarında hayatın? Anla artık anla ! Hem beni, hem kendini…

] ]

Başa Dön