Bir hüzün aralığından gördüm mutluluğu.... İçimi saran sessiz damlalardı çığlıklarım. Kendime hakim olmam gerektiğinde ağladım, ağlamam gereken gecenin kollarında ısrarla susutum yalnızlığa...
Bir hüzün aralığından gördüm mutluluğu... Bir daha ulaşamadım, uzatsam da ellerimi. İçimde büyüttüğüm umutlar uçup gittiler ansızın. Ve ben bir kere daha aralamayı akıl edemedim hüzünlerimi... Gündüzleri zifiri karanlıklarda boğuldum, gecelerde aydınlık bir yüz aradım. İşte bu ikilemde kaybettim benliğimi. Umutlarımı dönülmeze yollayıp, hüzünlerimi kalbime kilitledim. Akıtamadım gözyaşlarımı içime ağladım. Gözbebeklerim gülerken, yalnızlığını haykırıyordu aslında...
Bir hüzün aralığından gördüm mutluluğu... Ansızın uçup gitmesine engel olamadım. Mutluluğu düşledim, benim olmayanı... "Olsa ne iyi olurdu" larımı hatırlayıp ah çekmekle geçti ömrüm. Mutlanmak istedim onların beni çoktan terkettiklerini bile bile. Umutsuzca umuda yelken açtım. Rüzgarım tersten esti, alabora oldum. Ve umutsuzluk yine misafirdi gecelerime...
Bir hüzün aralığından gördüm mutluluğu... Hayal ettim hep onu, sahiplenmek aklıma gelmedi. Mutsuzluk sarmıştı çünkü benliğimi. O kadar alışmıştım ki onlara, nostalji yaşıyordum içimde. Yeni heyecanlara atamıyordum yüreğimi. Eski yarime ihanet edemiyordum. Gönlümde umut kırıntılarıyla sarıyordum umutsuzluklarımı...
Acılarımı biriktiriyordum gözyaşlarıma ve hapsediyordum gözyaşlarımı içime...
Bir hüzün aralığından gördüm mutluluğu...
Ve bir daha göremeden kapadım gözlerimi mutluluğa...