Bir Geceyarısı Ayrılığı

Her ayrlık / içinde bir vuslat barındırır / ve her vuslat bir ayrılık... /

yazı resim

Her ayrılık
içinde bir vuslat barındırır
ve her vuslat bir ayrılık...

Bir gece yarısı ayrılığı
ve bütün ayrılıklar..

Bir akrep gibi sokulurken gece
üstüne dörtnala zaman devrilir
ve
iki uzun bir kısa mors bilmecesiyle
seninle geriye bir tek ayrılık gelir...

Bir gece yarısı ayrılığı
ve
yarım palto,bir kaşkol
soğuk kaldırım kenarında
cinnet saatleri
bir otobüs durağında
buz gibi bir cehennem yalnızlığı

Nice saklanmış çığlığı vardı oysa
ne çok dövmüşlerdi onu
adam! olan adamlar!
ne çok boğulmuştu sellere kapılıp
her defasında acemi kulaçlarla
kim bilir kaç kez dibine vurmuştu hayatın
ve bölüşürken sevdiğiyle yalnızlığın
yarısını ve yarasını
yine de payına ne çok ayrılık düşmüştü

Şimdi yine bir ok gibi
saplanıyordu yüreğine ayrılık
çekerse kan kaybı,ölüm
çekmezse üşür
zatürre,
kangren,
sancı
ve diline bukağı,işkenceli zulüm olur

Geceyi çekseler üstünden
çırılçıplak kalırdı gözyaşları
zemheri bir gece yarısı ayrılığında
acısı kendinden menkul aşkları
ve öksüz
ve garip
ve kimsesiz çocukluğu...

şimdi yine
sevdasını sığdıramadığı yüreğini
bu kentte bırakıp
göğsünde amansız intiharını taşır
her yanı katliam ve infaz
yürürken bir Ankara şafağına
uykudadır
uykusuz bir hüzünle geçtiği kentler
cebinde yarım paket sigara
ve yarı yoldan dönme umudu... çocukça...
yanına aldığı bir kaç da cümle
hani söylerken yutkunup boğazında bıraktığı...

Her ayrılık
içinde bir vuslat barındırır
ve her vuslat bir ayrılık...

Karanlığın içinde kaybolurken siluetler
ve o kutsal kentin sihirli ışıkları
dönüp ardına bomboş gözlerle
Sen! dedi içinden
Sen!
Ey beni sana getiren sen!
umudum bana elbet yol olur
ve diken diken
mayın mayın ayrılık sarsa da yollarımı
her kuşatmada sevdam
seni mutlaka bulur...

Başa Dön