8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kadınlar, İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van, Urfa gibi pek çok ilde başta savaş olmak üzere, kadına, çocuklarına yönelik her türlü şiddete yığınsal mitinglerle #HAYIR dediler; çeşitli konuşmalarla, pankartlarla, sloganlarla istemlerini haykırdılar.
İstanbulda iki yerde Bakırköyde ve İstiklal Caddesinde görkemli mitingler düzenlendi. Çok yığınsal olan mitingler, kazasız belasız, biber gazsız, copsuz, tomasız yapıldı.
Daha az yığınsal olan mitingler, daha küçük kimi etkinlikler ise saldırılardan nasibini aldı.
Urfada polis saldırısı oldu, 43 kadın gözaltına alındı.
Bilgi Üniversitesinde stand açan öğrenciler, tekbir sesleriyle bıçaklı saldırıya uğradı, bildiğim kadarıyla bir öğrenci yaralandı.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisinde açılan standa, üniversite yönetiminin emriyle saldıran özel güvenlikçiler, çeşitli katliamlarda yaşamını yitiren kadınların fotoğraflarından oluşan posterleri yırttılar. Kadınları dövdüler, itip kaktılar.
Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsünde açılan stand da polis saldırısına uğradı. Polis, kadınların satış için yapıp sattıkları keklere, suç delili olarak el koydu. Güler misiniz ağlar mısınız? Elbette devlet böyyüklerimizin ağzından bu saldırıları kınayan tek sözcük çıkmadı.
Türk Metal Sendikasının düzenlediği kurultaya, kadınların istemlerini dille getirmek üzere giden yedi kadın işçi, Bursada korkunç bir trafik kazasında, ardında bir daha annelerini hiç göremeyecek olan öksüzler bırakarak yaşamlarını yitirdiler.
Aynur Ozallıya, 8 Mart armağanı olarak (!) bir yıl önce boşandığı eşi pompalı tüfek kurşunlarını yağdırdı, Aynur oracıkta yaşamını yitirdi. Erkek şiddeti, bir gün bile mola vermedi.
Homerosun bin pınarlı İdasını (Kaz Dağları) ve Madra Dağlarını aşarak gelen şiddetli yağış altında, kapalı ve açık yerlerde yapılan çeşitli etkinliklerle, güzeller güzeli Edremit Körfezi boyunca yer alan yerleşim yerlerinde de 8 Mart unutulmadı elbette.
Şimdi size kısaca Ayvalıktaki etkinlikten söz edeceğim.
Kıvrım kıvrım burnunu Körfeze uzatan, artık Ayvalıka, Lale Adasıyla birlikte dolguyla bağlanarak ada olmaktan çıkarılmış, iyice betonlaştırmak için büyük saldırı altındaki Cunda (Alibey) adası hariç 19 minik minik adalarla çevrilmiş bu inci tanesi, tarihi çok eski çağlara uzanan sevgilim Ayvalık.
Ayvalık Kadın Platformunun düzenlediği etkinlik, ilçenin göbeğindeki meydanda iyot kokusu ve şiddetli yağmur altında yapıldı.
Bu koşullarda sayısal olarak çokluktan söz edemeyiz ama nitelikli içeriğinden söz edebiliriz.
Etkinlik önce, trafik kazasında yaşamını yitiren yedi kadın işçiler anılarak başladı.
Dünyanın bütün kadınlarıyla ortak olan sorunlarımız için onların seslerine sesimizi katma amacımız, tüm eşitsizliklere ancak birleşerek çoğalırsak son verebileceğimiz vurgulandı.
8 Martın doğuşunda bu yana hak arama savaşımı, Hayatı istiyoruz sloganıyla gerçek bir hayatı arayış olduğu, özgürlük için birleşerek isyanı gerektirdiği dile getirildi.
8 Martın erkeklerle eşit olma istemi, ırk, dil, din ayırmaksızın haklarımızı savunma ve geliştirmenin adı olduğu belirtildi.
Kadınların güncel istemleri; şiddetin önlenmesi, örgütlenme, eğitim, çalışma yaşamının düzenlenmesi, cinsiyetçi yaşamın sonlandırılması istemlerimiz vurgulandı.
Yaşadığımız tüm bu olumsuzluklara tüm güçleriyle # HAYIR diye haykırdı Ayvalıklı kadınlar.
Eylem şu sloganlarla sonlandırıldı:
Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz!
Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması!
Jin, Jiyan, Azadi!
Kadın, Yaşam, Özgürlük!
Ben de ekliyorum, kadın özgürleşmeden erkek özgürleşemez. Erkek yalnızca bu sömürücü sistemin ona biçtiği Güçlü, egemen, en büyük erkektir, başka büyük yok, kadın onun ve sistemin kölesidir. rolünü oynamaya kadınlarla birlikte isyan etmedikçe, bu rolü reddetmedikçe her iki cins de köledir, köle kalacaktır. Kadının, kölenin kölesi olması, aslında erkeğin egosu şişirilerek iki cinsin daha da köleleştirilmesidir.
Kadın erkek hep birlikte Köleliğe #HAYIR! bilincine ulaşmak için 8 Martlar yetmez.
Kölelikten kurtuluş, her yerde, hayatın her anında, her türlü sömürüye, ayrımcılığa, adaletsizliğe, haksızlığa hep birlikte, el ele, kol kola #HAYIR diyebilmektir.
09.03.2017
Vildan Sevil