Umutsuz bir yağmur damlasıyım ben,
Düştüğüm her toprak acı verdi sadece...
Göğe yollamadılar beni geri, hapsettiler içlerinde
Özgürlüğümü aldılar elimden,
Onlar çaldıkça ben eridim,
ben azaldım, ben yok oldum...
Ben ... ben işte...
Yaprakları koparılmış bir çiçeğe karıştım sonra,
Beni yansıttım ona, içimdekileri duydu,
Okudu beni, hissetti, anladı...
İçine karışmış yarım bir yağmur damlasının hayat belirtisini aldı içine...
Ve biz olduk o an...
Biri geldi kopardı günün birinde çiçeğimi,
Bütün varlığım gitti , söküldü canım, çekildi ruhum...
Canım yandı, hırpalandım, mahvoldum...
Ama kural buymuş anladım işte;
Nasıl bir yere düşersen öyle sürüp gidermiş varlığın..
Anladım ki burda iyi olmak yetmezmiş,
Ben ki hayat vermiştim bir çiçeğe özümde,
Ama izin vermediler söküp aldılar yarım bıraktılar...
Beni özümden koparıp alanlar ona da iyi bakamadılar,
Çürüdü gitti güzelliğim, canım çiçeğim..
Öldürdüler, yaşatmadılar..
O gün bir daha anladım;
Ne kadar iyi olmak istesen de, ne kadar iyi yanını göstersen de bir gün elbet öldürüleceksin..
Ben şanslıyım oysa ki,
Bir yağmur damlası daha ne kadar hırpalanabilir..
Peki ya siz insanlar ?
Bana bunu yapan siz insanlar nasıl olurda …
Neyse işte...
Ben...
Ben sadece küçük bir yağmur damlasıyım...
Bir toprağa daha ne kadar karışırım ?...
..::burcu::..