yaralar
ellerimde
dizlerimde
gözlerimde
ağzımda
yüreğimde
yaralar
acılarımda
kaygılarımda
mutluluklarımda
sevinçlerimde
küçük bir gülücükte
bir dudak kıvırmada
yaralar
siz düştüğünüzde
tut elimden kaldır beni dersiniz
uzatır elinizi sıkıca tutarsınız sevdiklerinizi
ne
ellerim
ne gün ışığı oynar göz bebeklerimde
göz bebeklerim
gün öyle vakti tutmaz
yaralar beni
yüzümde yaralar
dilimde yaralar, dilim tutmaz
siz bağırırsınız
tutar diliniz sevdalara
tutar diziniz
yürür dağlara
tutar eliniz yürür kentlere köylere bellere
alır başını gidersiniz
yaralar yaralar
yaralar beni
tutar güneş gözlerimden
gözlerim yüzüm yaralar
içim yanar
bir yudum su
yaralar yakar beni
bir parmak uzatır
annem
tutar, tutmaz ellerim
annem yaralar beni
dokunmak isterim yüzüne
gitmez, yetmez ellerim
yüreğim yaralar beni
şu;
upuzun boylu boyunca yattığım
döşek, yorgan
başımı hiç kaldıramadığım şu yastık
yaralar beni
tutar kardeşim
kahkahayla çınlatır kulaklarımı
yüzüm gözüm tutmaz
bir gülücük yaralar beni
ille de
şu bana bakan gözler yok mu
onlar yaralar
Şu yolda okula yürüyen çocuğun adımları
o yürüyüşü
bilmeyen pamuksu ayaklarım
yaralar
yaman en yamanı da anne
şu anlamını bilmediğim anlayamadığım
bakışlar yok mu
onlar yaralar
onlar ille de onlar anne
tutsa dilim
dudaklarım seninkiler gibi dursa yerinde
diyeceğim annem
benim için bir bakış bul
elsiz ayaksız dudaksız yürüyüşsüz
sadece gözleri olan bir bakış anne
benim için
sadece gün ışığı olan bir bakış bul anne.
Muğla Dalaman Gürleyik Köyünde
20Ağustos 2007
Nihal Adında 10 yaşında dizleri üzerinde yürüyen bir kız çocuğu için yazdım.
Turgay Delibalta