Birkaç yıl önce, Babalar günü ile ilgili hiç bir şey okumama kararı almışken; bugün elimden geldiğince hiç bir babalar günü yazısını okumadım.
Gel gör ki; gazeteler, internet, çeşitli internet paylaşım siteleri, buna engel oluyor. Benim ki, bir yemin değil. Sadece içimin bunu kaldırmıyor olması. İnsan kendi kendisi ile, başbaşa olduğu zamanlarda; hele bir de, bu kadar can alıcı bir konu üzerinde, bir yazı gözüne ilişiyorsa, almış olduğu kararı uygulamak mümkün değil....
Yazının tüm kelimelerini gözlerim ile takip ederken, başarabilme ihtiyacımı yanıma çağırdım.
Fakat, o beni yalnız bıraktı ve o yazının gelişme kısmında, gözümdeki damlalara engel olamadım.
Elimde değil.
hep "baba" özlemi çekeceğim galiba...
Ne mutlu Babası hala hayatta ve yanında olanlara...
onlara kocaman sarılabilme şansları var.
Ne mutlu onlara, babaları hala yanlarında...
Hissedebiliyorlar, Hatta doğum gününde babasına hediye alabilme lüksü var.
Biliyor musun? ben bu yıl babamın doğum gününde, onun mezarına ziyarete gittim.
Toprağındaki otları ellerimle temizledim. Su verdim.
Ve ne gördüm biliyor musun? bir tanecik beyaz papatya, baş ucuna köksalmış,
O da toprağı ile o papatyayı bırakmıyordu....
Hayat çok kısa, yanımızdakilerin değerini, onlar hayattayken anlayamıyoruz. o gittikten sonra her şey değişiyor. O ana kadar fark edemediklerini fark etmeye başlıyorsun. Ben hiç böyle pişmanlıklar yaşamadım. Her zaman babam yanımda oldu. Yere feci şekilde düştüğümde bile, o beni çok uzaklardan görüp koşarak yanıma gelirdi. Baba sevgisi bambaşka bir duygudur. Baba insanı yücelten, hayata hazırlayan kocaman elleri ile seni düşerken tutan insandır... Babamla çok anımız var. Babam çok hızlı yürümeyi seven bir insandı. Sanırım ondan alışkanlık kalmış, ben hala acelem olmasa bile babam hızlı yürüyorum. O küçücük yaşımda dalağım şişene kadar -o farkında olmadan- hızlı yürürdük. Bir de ben onun parmağından tutardım.
Babam gittiğinde ben yeni yeni genç olmaya başlamıştım.
Tam birbirimizi tamamlayacaktık ki, o gitmek zorunda kaldı...
İsyanlarım o dönemde kendimeydi...
Artık vakitsiz gelen ölüme isyan etmiyorum.
Sadece özlüyorum...
Şimdimi görsün istiyorum.
Aslında özlemek ve hatırlamak onu hala yaşatmak demek...
Ben onu kalbimde ve aklımda yaşatıyorum.
Hayatıma, bana, aileme çok şey kattı
Ben babamı çok seviyorum ve özlüyorum.
Şimdi bu hayatta, onun yeşil gözlerini arıyorum ve bulacağım zamanı bekliyorum....
Her şeyin bir vakti vardır.