Ayaz Bu Hasretin Sokakları

yazı resim

Ayaz bu hasretin sokakları,
Çaresiz, kimsesiz sonbahar çocukları,
Sevdikleri ve hatta taptıkları,
Aşk oturmadı üzerine diye savrulup bir kenara atıldıkları,
Unutmadıkları, sevda sevda akan mahçup göz yaşları.
Sorulduğunda efkarları;
--Neyin var çocuk?
--Annem mi, baban mı yitirdiğin
--Yoksa kardeşin sanki az önce toprağa verdiğin?
Hayır!
Bu acı yalnızca bana yüz çeviren sevgilimin…
Ne kadarda belli amca hiç aşkı yaşamadığın,
Sevda için ömrünü saadete satmadığın…
--Değer mi seninle aynı lütfe mazhar olan bir kadına
--Değer mi eşref-i ömrünü adadığın.
--Vazgeç bu sevdadan öfken nar olsun,bedduaların ayaklarına dolansın,
Şimdi uzaklaş amca yanımdan
Ve elimi kalbini kırmadığım da yanına kar kalsın…

Sen yoksun artık,
Basite indirgedim bütün hayallerimi
Çürümeye terk ettim bu sevdanın meyvelerini,
Kıraç bir hüzün , eksiktir vuslata dönmeyen yaralı yüzüm,
Ben sende yokum artık ama sen benden gidemezsin ki iki gözüm.
Şimdi aynı cümlede iki kez kıyıyorum canına
Aynı cümlede iki el silah sesi
Zihnimi delip geçen simsiyah kurşun izi,
Üzerine kan damlamış ümitlerim,
Tohumuna kibrit suyu dökülmüş filizlerim
Ve acıdan çığlıklar atan bağrımın yanık sesi
Kasemde birkaç şarkıyla birazda çocuk neşesi
Söndürmüyor yangınımı senden sonra hiçbir kadın nefesi.

Bu kez başka bitti bu aşk,
Bu kez en acı nefretini kustu yüzüme ayrılık,
Bu kez başka sildi kader beni aynadaki suretimden.
Birde ilk kez nefret ettim bu denli kendi gölgemden
Kaçmak istedim ama gidemedim ruhuma zindan sığamadığım bedenimden.
Gücünün yettiğinden fazlasını istemedim senden
Beklemedim duyularını aşan, beşini altı yapan
Beklemedim seni kan ter içinde bırakan
Beklemedim seninle aynı geceye sarılıp tek bedende uzuvları birbirine dolanan
Hiçbir zaman…
Hiç dokunmasaydım tenine
Tutmasaydım ellerini de;
Yalnız sen olsaydın yine benim sevdam, yine kızım gibi yatağıma uzanan.

Nerdesin, ne haldesin bilmiyorum
Uzak mısın şimdi bana yakın mısın artık hissedemiyorum
Katrandan perdeler indi gönlümün gözlerine,
Beklide hiç bilmeyeceksin ne haldeyim
Ne yer ne içerim
Yokluğunda yalnızlığı nasıl tek geçerim,
Nasıl kahrederim bahtsızlığıma yaşanılası bildiğim kuruntularıma
Kurduğum tuzağa nasıl yine kendim yakalandığıma
Aldığım yaralar,yaralarımı bağlayan kabuklar ,
Dokunma canım yanıyor
Yada dokunma içim kanıyor,
Yaram çok daha derinde o gördüğün attığın tokatın izleri sadece.
Sen dokunma rüzgarını gönder yeter soğur belki yaram.
Yada kal öylece, ne dokun nede es yaralı yüreğimde
Sen sadece sitemkar mısralarda bekle,
Bir gün belki hazana inat cemre düşer de kalbine
Adımı duyar ağlarsın merhametin terk ettiği taşkıran yüreğinde…

Kasım CAN

Başa Dön